Tam Forum Görünümü: BANA DEĞMEYEN YILAN...
Ateistforum > FORUMLAR > ATEİSTFORUM
Sayfalar: 1, 2
ezkamo
Bir atasözümüz vardır. ''Bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın.''

Öğrencilerime derdim ki: '' Sınıfa bir yılan girdiğini düşünün. Sırayla teker teker sizi zehirlediğini düşünün. Arkadaşınızın birini zehirlerken siz de sessiz kaldınız. O arkadaşınızı zehirlendikten sonra sıra size gelmeyecek mi? Peki herkes zehirlendikten sonra sıra en son kişiye gelmeyecek mi? En son sen de zehirlenmeyecek misin? Hepsi bir ağızdan evet öğretmenim derlerdi. İşte o zaman ne yapmamız gerekir diye sorardım. Hepsi birlikte o yılanı öldürmemiz gerekir dediler. İşte bu kadar derdim...''

Demek ki bana değmeyen yılan atasözümüz üzerinde biraz düşünmemiz gerekiyor. Eğer ülke olarak bu günlere gelmişsek bu atasözünün etkisi olmamış mıdır?

Benim bu ülkenin geleceğinden en ufak bir kuşkum yok. Duyarsız bir toplum olduk. Benim tek korktuğum şey bu duyarsızlığımız. İşte bu duyarsızlığımız sonucu ülke bu duruma geldi. Bu gün ılımlı islam devleti modeli Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde emperyalist ABD ve onların kuklaları tarafından sahneye konmuştur. Bu plan içerisinde Türkiye'nin parçalanması da vardır. Aydın insanlar teker teker bu alçakça plan doğrultusunda öldürüldüler. Amaç karamsarlık ve yılgınlık yaratmaktı. Aydın insanlarımız katledilirken bizler de seyirci kaldık. Bizler de sesimizi çıkartmayarak olup bitenleri seyretmekle yetindik. Ama bir gün sıranın da bize geleceğini hiç düşünmedik.

Avrupa kıtası reform ve rönesansı gerçekleştirerek çağdaş uygar bir düzeye ulaştı. Bunu yaparken de akılcı ve bilimsel temelde hareket ettiler. Ve bu gün o ülkelerde böyle din tartışmalarını göremezsiniz. Bize gelince. Atatürk diye biri çıkıyor. Bu çağdaş uygar avrupayı örnek alarak laik bir cumhuriyet kuruyor. Ve dünyada başka da bunun örneği yoktur. Yaptığı bilimsel devrimlerle Türkiye'yi çağdaş uygar bir ülke haline getirmeye çalışıyor. Hedef olarak da çağdaş ve uygarlık seviyesini gösteriyor. Ama biz ne yaptık? Emperyalizmin din eksenli aldatma ve sömürüsünün esiri olduk. Çünkü emperyalistlerin taktiği din yoluyla kitleleri uyuşturup sürü haline getirip sömürülerini rahatça devam ettirmekti. Ülkemizde de olan budur.

Sitemizi izleyen duyarlı insanlar elinizi artık taşın altına koyma zamanınız gelmiştir. Bizim ateist sizin inançlı olmanız önemli değil. Hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Yıllardır bu ülke üzerinde oyunlar tezgahlandı. Bizi geçmişte sağ sol diye birbirimize düşürdüler. Peki şimdi soruyorum kim kazançlı çıktı? Kaybeden bu ülke olmadı mı? Kardeş kardeşi vurmadı mı? Aynı oyun şimdi de tezgahlanmıyor mu? Ve yine birbirimize düşmüyor muyuz? Hepimiz bu ülkenin çocukları değil miyiz? Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Sünisiyle, Alevisiyle geçmişte birlik ve beraberlik içerisinde bu emperyalistleri ülkemizden kovmadık mı? Kardeşçe yaşamadık mı? Şimdi niye yaşamayalım. Her kesi sağduyulu düşünmeye davet ediyorum. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Gün birlik ve beraberlik içerisinde emperyalistlere ve işbirlikçilerine ders verme günüdür. Gün bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi verme günüdür. Gün ülkemiz üzerinde oynanan bu oyunları boşa çıkarma günüdür.

Bu ülke Arap ülkesi değildir. Bu ülke Atatürk Türkiyesidir. Bu yılan sadece başını kaldırmıştır. Bu yılanın başını ezmek de bu ülkedeki yurtseverlerin görevidir. İnançlı inançsız yurdunu ve milletini seven herkesi laik ve demokratik cumhuriyeti desteklemeye çağırıyorum. Bu ülkeyi emperyalistlere ve araplara peşkeş çeken bu takiyyecilere karşı mücadele edelim. Bunların maskelerini düşürelim. Gerçek yüzlerini ortaya çıkaralım.

Hitlerin iktidara geldikten sonra neler yaptığını biliyorsunuz. Humeyninin devrimi yaptıktan sonra neler yaptığını da biliyorsunuz. Bu yılan şu an size dokunmuyor. Ama bir gün sıra size de gelecektir. Bunu unutmayınız...
pergel
Teşekkürler ezkamo, çok önemli bir konu bu. Özellikle din adına ve dinciler kullanılarak ülkemizin ve gelecek kuşaklarımızın ufku karartılmaya çalışılıyor. Dinci tüccarlar elbet bu işten en büyük "ganimeti" götürecekler ama "ganimetin hepsi benim" diyen peygamber Muhammet gibi, bunlar da kendilerine inanıp ekmeklerine yağ süren gerçekten saf saf inanan insanların da geleceğini karartmış olacaklar.

İran güzel bir örnek. Devrim olduğu gün hoplayıp zıplayan milyonlar, kendilerini böyle bir gelecek beklediğinden haberdar değillerdi. En azından, kondurmuyorlardı. Belki orada da, "İran'a şeriat gelemez canııım..." diyenler vardı, kim bilir...

Yılan, yılan olmaktan çıktı. Ağzından alevler püsküren bir ejderha halinde, ulusal varlıklarımızı yaka yiye üzerimize geliyor. Bunu görmemek için ya emperyalist uşağı bir şeriatçı olmak ya da gerçekten bir adım önünü göremeyecek kadar andavallı olmak gerekiyor.

Bu vesile ile tüm seçmenleri uyarayım: Önümüzdeki seçimlerde sadece vatandaşlık numarası ile oy kullanılabilecek. Nüfus kağıdında bu numara yazmayanlar, başka hiç bir kimlikle de oy kullanamayacaklar.

AKP el altından yandaşlarını bu konuda uyarıyor.

Sizler de nüfus kağıtlarınızda 11 haneli TC kimlik no (vatandaşlık numarası) yazmıyorsa, mutlaka yeniletiniz. Muhtardan alacağınız bir kağıtla nüfus müdürlüğüne başvuruyorsunuz ve kısa sürede yenisini alıyorsunuz, kolay bir işlem.

Herkese duyurun.

Ülkemizi ve geleceğimizi, onları karartmaya, ganimet yapmaya uğraşanların ellerine teslim etmeyelim.
hmd
DOĞRU YAZIYORSUN KARDEŞ ATEİSTDE OLSAN SENİN BU SİYONİZME KARŞI YANINDAYIM .M.KEMAL DE ATEİSTTİ ARKDASINDA BİNLERCE ASKER VARDI.SAVAŞLAR DA KAZANILDI.SONRA İSLAMI İRTİCA ETTİ AMA OLSUN..

BU ÜLKEDE SU EMPAEYALİST Mİ DESİN SÖMÜRGECİLER Mİ DERSİN M.KEMAL ZAMANINDAN BERİ VAR M.KEMAL CUMHURİYETE KARŞI MÜSLÜMANLARI TEHLİKE GÖREN M.KEMAL MASONLARI VE YAHUDİLERİ DEVLETE ORDUYA DOLDURMUŞTUR.M.KEMAL HATASINI SONRA ANLAMIŞTIR AMA KOLUNU KAPTIRDI BİR KERE.

BİLİYOR MUSUN M.KEMAL ZAMANINDAN BERİ İSLAMİYET İRTİCADIR İSLAM HİÇ BİR YERDE BÜTÜN OLARAK YAŞANILMAZ BU ÜLKEDE.SÖMÜRGECİLERİN İÇİNDE ATEİST OLANDA VAR AMA MÜSLÜMAN YOK
BENCE ONLARDAN KURTULMAMIZ İÇİN ONLARA HİÇ BENZEMEYECEĞİZ NASIL MI

DİN DİL KÜLTÜR YAŞAYIŞ BİÇİMİ VE KILIK KIYAFET OLARAK ONLARA ONLARA BENZEMEYELİM
ONLARIN BASIN YAYININI TAKİP ETMEYELİM COCA COLA MC DONALDS ONLARIN ÜRÜNLERİNİ KULLANMAYALIM TÜSİADÇILARDAM ALIŞ VERİŞ ETMEYELİM ONLAR HEP TİCARET İÇİN YAPIYORLAR ONLARIN TİCARET KANADINI KIRALIM
CultureClub
Hamit Taşdemir laugh.gif

Yimpaş işine ne diyorsun?
hmd
QUOTE(CultureClub @ Jan 10 2007, 11:54 AM) *
Hamit Taşdemir laugh.gif

Yimpaş işine ne diyorsun?



SAKIP SABANCI YİMPAŞ BASKANI DURSUN UYAR'A ŞÖYLE DER

"SİZE YAPILANIN BİNDE BİRİ BİZE YAPILSAYDI BİN DEFA BATMIŞTIK"

SERDAR ARSEVEN/VAKİT/ 06/10/2006

SPDK BAŞKANI DA İSTİFA EDİNCE DEMİŞTİ YİMPAŞIN ÖNÜNÜ TIKADIK


SADECE BUNLAR MI BU ADAMLAR KAR PAYI VERECEĞİZ DİYE MİLLETEN PARA TOPLADI. FAİZİNLE KAR PAYI AYNIDIR
HEM İSLAMDAN DEM VURUYORLAR HEM FAİZ/KARPAYI VERİYORLAR .SONRADA BATARLAR İŞTE
İSLAM BOŞA MI YASAKLADI HER ÇEŞİDİNİ FAİZİN
Fidel
konu gene baska noktalara kayacak ve orada asili yazi gume gidecek diye dusunuyorum. umarim yanilirim.

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşıyarak getirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım; unutma bizi...
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık, kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım; unutma bizi...
Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genc kızlık gururumuzla. Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar, insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım; unutma bizi...
Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezartaşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu.
Gözgöre göre öldürüldük ey halkım; unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım; unutma bizi...
Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin icin öldük. Doğu’daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin için öldük. Adana’da, paramparça elleri ile pamuk toplayan işçiler sizin icin öldük.
Vurulduk; asıldık; öldürüldük ey halkım; unutma bizi...
Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular. Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı’nda emparyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız. Bir kez dinlemediler bizi... henüz çocukluğumuzu bile yaşayamamıştık. Bir kadın eline değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık, idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım; unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde, öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım; unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım; unutma bizi... bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım; unutma bizi...
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi; hep birlikteyiz ey halkım unutma bizi; unutma bizi; unutma bizi; unutma bizi...
uğur mumcu

25/8/1975 - CUMHURİYET



QUOTE
Demek ki bana değmeyen yılan atasözümüz üzerinde biraz düşünmemiz gerekiyor. Eğer ülke olarak bu günlere gelmişsek bu atasözünün etkisi olmamış mıdır?

bu sozun insan agzina sakiz olmasinin bir nedeni de egitim eksikligi. ne kadar cok bilirsek o kadar cok sorumlulugumuz artar. fakat sadece sorumluluk yetmez cesur olmak da gerekir. yapilanlar karsinda sesimizi cikarmiyorsak, ileride ayni haksizlik bize yapildiginda insanlardan yardim beklemenin bir faydasi olmayacagini bilmek gerekir. gecmiste yaptigimiz hatalara bugun de dusersek ileride her seyin daha kotu olacagini gormemek icin kor olmak lazim. artik tarihten ogrendigimiz tek sey ondan hicbir sey ogrenmedigimiz olmasin! bu sozler tarihin tozlu raflarinda aci bi ani olarak kalsin.
uyuyan devi uyandirmanin ve bu emperyalizm belasina karsi mucadelenin vakti geldi de geciyor.. sadece ulke olarak degil yasadigimiz sosyal cevrede de ayni stratejiyi izlemeliyiz. yilanlar buyudu ve gelisti. bunun bilincinde olmayanlar varsa onlarda bu bilinci asilamak hedefimiz olsun!
var olsun yoldaslar!

yaz dostum yoksul gorsen besle kaymak bal ile
yaz dostum garipleri giydir ipek sal ile
yaz dostum oksuz gorsen sar kanadin kolunu
yaz dostum kimse gocmez bu dunyadan mal ile
ezkamo
GENÇLİĞE HİTABE

Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
20 Ekim 1927



Arkadaşlar,
Yıl 1927. Atatürk bu söylevi söylemiş. Yıl 2007. Aradan 80 yıl geçmiş. Bakın bakalım değişen bir şey var mı?...Zaman yakınma zamanı değil. Karamsar olmayalım. Bu ülkenin Atatürk Türkiyesi olduğunu haykırma zamanıdır. Bu ülkenin kurumlarıyla dimdik ayakta olduğunu unutmayalım. Bu ülkede Atatürk devrimlerine bağlı büyük bir gücün olduğunu unutmayalım. Bizler düşecek görev de bu gücü harekete geçirmek.
ezkamo
ATATÜRK'ÜN BURSA SÖYLEVİ

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ''Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.'' demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ''Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.'' diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ''Demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek.''

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ''Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.''

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği.
ezkamo
DENİZ GEZMİŞ'İN SAVUNMASI

"Ben, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Sinan Cemgil ve Alpaslan Doğan beraberdik. İddianameye karşı diyeceklerim mevcuttur.İddianame kelle istemek için hazırlanmıştır. Yapılan tahliller yanlıştır, hatalıdır, değerlendirmeler keza isabetsizdir. Yalnız, biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk Halkına armağan etmiş bulunuyoruz. Türk Halkı ve devletin bağımsızlığına armağan etmiş bulunmaktayız. Bu sebeple ölümden çekinmiyoruz. Biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen Türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik.

Bugüne kadar da bu özlem içinde kaldık. İddianamede geçen ve bana atfedilen hükümleri kabul etmiyorum. Ben silahımı halka, orduya karşı kullanmadım. Ancak Vatan hainlerine karşı kullanmak maksadıyla taşıdım ve 'halka ve orduya karşı kullanırım' şeklinde beyanda bulunmadım. Öteden beri arzetmiş olduğum gibi bu ülkede anayasayı en fazla savunanlar bizleriz. Anayasa'yı ihlal edenlerse
ortadadır. Anayasa'nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. Anayasa'yı uygulamayan yavuz kimseler de hala ortadadır. Yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler.

İddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşına karşıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukukuna karşı, reformlara karşıdır. Onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya çalışmışlardır. Bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. Ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik, Türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. Varlığımızı Türkiye halkına armağan ettik, bunun aksini iddia edenler vatan hainidir.

Biz stratejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. Hangi şartlarda olursak olalım bunu açıkça söyleriz. Düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. Nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak,düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. Tarih evvelce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çıkaracaktır, buna da inanıyoruz.

Profesyonel devrimci bugünün Türkiye'sinde kendini hayatı boyunca Türkiye'nin bağımsızlığına adayan kimsedir. (İddianamede) 'Fikir özgürlüğünü ve Anayasayı paravan yapanlar, önceleri Atatürkçü geçinirken onun fikir ve şahsiyetiyle küçük görmeye başladılar' şeklinde ve 'sadece Mustafa Kemal tarafını beyan ediyorlardı' şeklinde bir cümle mevcuttur, bunu kesin olarak reddediyorum, asla kabul etmiyorum. Diğer yurtseverler de bunu kabul etmezler. Bu kasten tahrif edilmek isteniyor. Bu cümle artniyetle hazırlanmıştır. Bu memlekette Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. 35 milyon metrekare vatan toprakları işgal altındayken, bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür. Mustafa Kemal sağ olsaydı bugün çok şaşırırdı. Hareketimiz tamamen anayasal bir harekettir. Anayasamızın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. Bu sebeple anayasal bir davranışta bulunduk.

Yaptıklarımızın haklı olduğuna inanıyorum. Halen de bu inancı taşıyorum. Türkiye'nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. Bundan dolayı ölümden korkmuyorum. Onu ancak işbirlikçiler düşünsün ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onurduyuyorum. Kurtuluş Savaşını da yerli yerine oturtmak gerekir.

Biz elli sene evvel Kurtuluş Savaşını vermiş bir ülkenin çocukları olarak Kurtuluş Savaşının gerçek tahlilini yapmaya her zaman muktediriz. Biz yine çok iyi biliriz ki, Türkiye Kurtuluş Savaşını
yapmak için Samsun'a çıkanlara İstanbul Örfi idaresince ve Mahkemelerince idam cezası verilmiştir.
Ve yine bilmekteyiz ki, Osmanlı İmparatorluğu yüzlerce generalinden ancak birkaç tanesi Kurtuluş Savaşına iştirak etmiştir. Ve yine bilmekteyiz ki, Kurtuluş Savaşı yapıldığı sırada İstanbul'da bulunanlar bunları yapanlara 'eşkıya' demiştir.

Türkiye'nin Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşında ne şekilde bağımlı hale geldiğini de belirtmek gerekmektedir. Ayrıca iddianamede Türkiye halkının bir takım etnik gruplardan teşekkül ettiği iddiaları ve bunu bizim yaptığımız, ortaya attığımız ithamları mevcut bulunmaktadır. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kararında ve Misakı Milli sınırları içinde iki kardeş kavim yaşar. Türk ve Kürt kavimi yaşamaktadır. Birinci Büyük Millet Meclisi kararı böyledir. Türkiye'de iki kardeş kavimin ve ulusunun yaşadığını kabul etmektedir. Bunu kabul etmek bölücülük değildir. Bu iki kardeş unsur birinci Kurtuluş Savaşını müştereken başarmışlardır. Güney Cephesinde düşmanla omuz omuza savaşmışlardır. Bu ikisine birden Türkiye halkı diyoruz. Ve bu iki kardeş unsur ikinci bağımsızlık savaşını da müştereken başaracaklardır...



6. Filo Protestosu ve Vedat Demircioğlu’nun Katledilmesi

Ülkemizde 6. filoya yönelik ilk protestolar 1967 yılında yapılmaya başlanmıştı. Olayların büyük bir hızla geliştiği 1968’de ise 6. Filo’yu yeniden karşılamak için 15 Temmuz’da İTÜ’de devrimci gruplar arasında bir toplantı düzenlendi. Toplantıda 76 kuruluş 6. Filo protestolarında ortak davranmak için biraraya gelmişti ve bildiriden mitinge kadar bir dizi eylem kararı alınmıştı.

18 Temmuz gecesi saat 01.30 cıvarlarında yurdu kuşatan polis ve inzibat çemberinin arasından Dolmabahçe’ye doğru beraberlerindeki kadınlarla gürültülü bir biçimde geçen ABD askerleri böylece fitili de ateşlemiş oldular. Yurttan çıkan öğrenciler inzibatları aşıp ABD’lilere müdahale ettiler. Öğrencilere saldıran polis, bir öğrenciyi gözaltına alırken, başkalarını da almaya çalışan bir komiser de öğrenciler tarafından rehin alınıp yurda götürülür. Beyoğlu İnzibat Bölge Komutanı Hikmet Silahçıoğlu’nun arabuluculuk girişimleriyle gözaltına alınan öğrenci, rehin tutulan komiser ile takas edilir. Bu arada yurda müdahale için gereken izin verilmiştir.

Saat 4.30 cıvarında polis yurda saldırıya geçer ve arada kalmak istemeyen inzibatlar çekilir. Polis öğrencilerin kapattıkları demir kapıları kırıp içerideki çoğu uyuyan tüm öğrencilere vahşice saldırır. “Öldürün ***leri”, “Komünistlere vurun” nidaları arasında öğrenciler merdivenlerden aşağıya atılır, bu arada hukuk fakültesi öğrencisi Vedat Demircioğlu, 2. Kat penceresinden aşağıya atılır. Yıllar sonra Seher Şahin de aynı şekilde okulu basan polislerce pencereden atılarak katledilecektir. Baskın sırasında 47 öğrenci yaralanır, 30 öğrenci gözaltına alınır. Geride kalan öğrenciler saat 5.30 cıvarında ellerinde pankartlarla Taksim Anıtına kadar yürüyüp, ardından yaralı arkadaşlarının durumunu öğrenmek için hastanelere giderler. Bu sırada da polisle çatışmalar devam etmekte, Taksim İlkyardım Hastanesi’nin önündeki bir polis jipi tahrip edilmektedir.

Sonuçta, barikat aşılmış ve kitle bir sel gibi Dolmabahçe’ye akmaktadır. Kendilerini motorlara atmayı beceremeyen, geç kalan ABD askerleri denize dökülür. Rıhtımdaki kamyonlarda bulunan ABD’ye ait malzemeler de tahrip edilir, denize dökülür. Arabasıyla oradan geçmeye çalışan bir ABD askerinin aracı tahrip edilir. Oradan geçmekte olan halk da öğrencilere katılır, kitle 3-4 bini bulur. Saat 21 olduğunda, 7 saat geçmesine rağmen Dolmabahçe’deki öfke dinmemiştir. Bu kadar uzun süren bir kitle eylemini iyice kuşatan polis, kitleye yine vahşice saldırır. İki çember oluşturulmuştur ve birincisinden çıkan, ikincisinden de dayak yiyerek vahşetten sıyrılabilmiştir.
ezkamo
ILIMLI İSLAM: LAİKLİKTEN ŞERİATA GİDEN YOL
Emre Kongar

Türkiye'de zemin kayıyor:
Laik ve demokratik Türkiye'den, totaliter bir İslam devletine doğru hızla gidiyoruz.
Zemin, demokratik bir Türkiye'de seçmen demek, seçmen ise insan.
İnsan üretimi nasıl yapılır?
Eğitimle.
Örgütlenmeyle.
Toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel çevreyle.
* * *
Okul.
Aile.
Medya.
Mahalle.
Arkadaş grupları.
İş yeri.
Bir insanı üreten kurumlar bunlar.
* * *
Türkiye'de önce eğitime el atıldı:
Milli Eğitim Bakanlığı'nın müfredatı ile oynandı.
Sonra İmam-Hatip okulları ve Kuran Kursları açıldı.
Milyonlarca genç beyin Kuran Kurslarında koşullandırılıyor, İmam-Hatip anlayışı ile eğitiliyor, normal denen okullarda sorgulayıcı, araştırıcı değil, dogmatik, bağnaz bir yaklaşımla yetiştiriliyor.
* * *
Dünya din ekseninde ikiye bölünüyor:
Hıristiyan-Müslüman.
Müslümanlar ikiye bölünüyor:
Sünni-Şii.
Radikal Siyasal İslam terörüyle, Neoconservative Evangelism saldırganlığı bu bölünmeyi destekliyor, pompalıyor, tırmandırıyor.
* * *
Okulda ve kurslarda din eğitimi.
Medyada din tartışmaları.
Ailede din baskısı.
Gecekonduda siyasal İslam örgütlenmesi.
Arkadaş gruplarında tarikat bağlantıları.
İşyerlerinde türban birlikteliği.
Dünyada yükselen dincilik.
İktidarda AKP.
* * *
Sonuç, Irak deneyimiyle apaçık ortada:
Dinler çatışması, mezhep kavgalarına dönüşüyor; Hıristiyan işgali altında, Müslüman Müslüman'ı öldürüyor.
* * *
Bu trajik zemin kayması bir süreç:
Soğuk Savaş ile 1945'te başlayan bir süreç.
Soğuk Savaş, Adnan Menderes'i üretti.
Adnan Menderes, Süleyman Demirel'i.
Süleyman Demirel, Turgut Özal'ı.
Turgut Özal, Recep Tayyip Erdoğan'ı.
* * *
Şimdi Recep Tayyip Erdoğan, kendinden sonraki lideri üretecek zemini hazırlıyor:
Tüm devlet kurumlarıyla, resmi ve gayri resmi eğitimle, yerel örgütlerle, medyayla, ailelerle, arkadaş, tarikat örgütlenmeleriyle, işyerleriyle.
Demokrasi, kötü niyetli dincilerin elinde, tersine çalışıyor:
Ortaçağ'dan modernliğe değil, modernlikten Ortaçağ'a götürüyor Türkiye'yi.
ateist
Evet bizler bana dokunmayan yılan bin yaşasın,başkalarınıda bin ısırsın zıhniyetinin kurbanlarıyız.Sevgili Pergel in uyarısınıda dikkate değer bulmak lazım.Zira bunların yandaşları daha sadık ve mutlaka oy vereceklerdir.
baracuda
" öğretmenin vurduğu yerde gül biter" diye bir atasözümüz var ...


birde bu atasözünü bir incelemeye koyun ..
ezkamo
QUOTE(baracuda @ Jan 10 2007, 06:49 PM) *
" öğretmenin vurduğu yerde gül biter" diye bir atasözümüz var ...
birde bu atasözünü bir incelemeye koyun ..


Baracuda,
Söyleyecek birşeyin varsa söyle. Söyleyecek bir şeyin de yoksa lütfen başlığımı kirletme. Daha önce de seni uyarmıştım. Bu tavırlarından vaz geç. Bu sana bir şey kazandırmaz.
İkincisi ben o bildiğin öğretmenlerden değildim. Bu atasözü de dininizden kaynaklanan bir atasözü olmuştur. Aynı kadınları dövün anlayışı. Daha bunun bile farkında değilsin.
baracuda
bende senin bildiğin hocalardan değilim ..

özür diliyorum konuya maydanoz olmuyorum ..
sodomo
QUOTE(hmttsdmr @ Jan 10 2007, 11:51 AM) *
BU ÜLKEDE SU EMPAEYALİST Mİ DESİN SÖMÜRGECİLER Mİ DERSİN M.KEMAL ZAMANINDAN BERİ VAR M.KEMAL CUMHURİYETE KARŞI MÜSLÜMANLARI TEHLİKE GÖREN M.KEMAL MASONLARI VE YAHUDİLERİ DEVLETE ORDUYA DOLDURMUŞTUR.M.KEMAL HATASINI SONRA ANLAMIŞTIR AMA KOLUNU KAPTIRDI BİR KERE.

BİLİYOR MUSUN M.KEMAL ZAMANINDAN BERİ İSLAMİYET İRTİCADIR İSLAM HİÇ BİR YERDE BÜTÜN OLARAK YAŞANILMAZ BU ÜLKEDE.SÖMÜRGECİLERİN İÇİNDE ATEİST OLANDA VAR AMA MÜSLÜMAN YOK
BENCE ONLARDAN KURTULMAMIZ İÇİN ONLARA HİÇ BENZEMEYECEĞİZ NASIL MI

DİN DİL KÜLTÜR YAŞAYIŞ BİÇİMİ VE KILIK KIYAFET OLARAK ONLARA ONLARA BENZEMEYELİM
ONLARIN BASIN YAYININI TAKİP ETMEYELİM COCA COLA MC DONALDS ONLARIN ÜRÜNLERİNİ KULLANMAYALIM TÜSİADÇILARDAM ALIŞ VERİŞ ETMEYELİM ONLAR HEP TİCARET İÇİN YAPIYORLAR ONLARIN TİCARET KANADINI KIRALIM


Arkadaşım sen ne söylediğinin farkında mısın ? Cumhuriyet döneminde yapılan cami sayısına bak Osmanlının 600 yılı ile bi karşılaştır. Kıl namazını, git haccına, tut orucunu, ver zekatını... Daha ne istersiniz anlamadım ki. İbadetlere karışan oldu mu Cumhuriyet dönemi boyunca ? Hatta o kadar ki, 6-7 yaşında çocukları kuran kurslarına doldurup onların taze beyinlerine binlerce hurafe dolu bilgiyi aşılayıp bir de onları papağana çeviriyorsunuz da yine karışan olmuyor. Hatta o kadar ki, her mahallede nur evleri vb. bilumum gerici tarikat yuvaları kurup ortaokul ve lise öğrencilerini daha o yaşlarda beyinlerini kirli fikirlerinizle yıkıyorsunuz da yine kimse karışmıyor.

Hatta o kadar ki, iktidara bile geliyorsunuz da tarikat-siyaset-ticaret üçgeninde altınıza Amerikan jipleri çekip lüks villalarda yaşıyorsunuz da yine kimse bir şey demiyor.

Bir de kalkmış Atatürk'ü despotik bir lider Cumhuriyeti de taguti rejim gibi göstermeye kalkıyorsunuz.

Ayıp ayıp !

Atatürk'e kadar senin kuranını sana arapça okutuyorlardı da gıkın bile çıkmadan papağan gibi ezberliyordun o herkesin anlaması için apaçık aparpça gönderilmiş kitabını.

Yok mason muş, farmasonmuş şu imiş bu imiş... Harun Yahya kafası... Şimdi de Sebataycı modası çıkarttılar önüne geleni etiketleyip duruyorlar.

"Fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirmek" Atatürk'ün vizyonu idi ve şimdi sizleri görünce bu alanda ne kadar başarısız kalındığını da anlıyorum. Beyninizi de, ruhunuzu da Araplara ve onların sahte peygamberine havale etmişsiniz. Sizin kutsal toprağınız Mekke, kutsal diliniz Arapça olmuş da Arapların dışında kimseyi adam yerine koymaz olmuşsunuz.

Onu bunu boykot edecem de gidip islamcı camianın kelek mallarını alacam öyle mi ? Ne güzel müşteri kitlesi yaratmışlar ama o tarikat evlerinde. Zeten amaçlarıda bu idi. Finansmanı da din-kitap-allah söylemleri ile yurtdışındaki işçilerimizden ve içerideki saf vatandaşlarımızdan bedava faisiz buluyorlar ve burada kendi hazır tarikat yuvalarında yetiştirilmiş müşteri kitlesine de hiç pazarlama ve reklam masrafı yapmadan satıyorlar. Para hazır, müşteri hazır öyle ticareti de üretimi de ananem de yapar.

Bir de bunlar yetmiyormuş gibi dersaneler, tvler, gazeteler, belediye kaynakları, diyanet bütçesi şu bu...

Senin camia iyi semirdi de şimdi kendi rakibi gördüklerini böyle karalamalar ile yok etmeye çalışıyor.

Onlar mason, sebataycı, farmason....

Onlardan almayın malları bizden alın...

Ne güzel ticaretmiş bu ya...Vurun belden aşağıya, yakışır size.

Ama dikkat edin de, dimyata pirince giderken eldeki bulgurdan olmayın.
varjan
Problem yalniz bana degmiyen yilanda degil, yilanin etrafta dolastigini gorup de "dur bakalim ne olacak?" diyenlerde.Yilana karsi tedbir alacagina, hareketlerini seyretmege devam eden, korkak aydinlarda. Vatan millet edebiyati yapip, bir de kendileri ulkeye balta vuran kisilerde.
Kanada'da yasiyorum. Buradaki aydin Turkleri yakindan taniyorum. Mali durumu fazlasiyla yerinde olanlar bile (ki cogunlugu) Turkiyeden de emekli maasi aliyor. Atillar miydi mangalda kul birakmayanlar, ihtiyaclari olmadigi halde ulkenin borclarina borc katmaktan cekinmiyorlar. Kendi cikarlarini herseyden ustun tutan bu mantalitedir degistirilmesi gereken. Bu degismedikce, bana dokunmayan yilan bin yasamaga, maalesef devam edecektir.
Sevgiler.
Pana
Bırakın bu Türkü,Kürdü,Lazı olayını.Kardeşlik ayağı artık kimseye sökmüyor.Burada insanların en birincil derdi ekonomik.İdeolojiyle falan olacak bir iş kalmadı artık.Doğuda eğitim yok,hizmet yok,hastahane yok.Diyarbakır Doğu'nun İstanbul'u sayılır ama gidin bir köylerine bakın,Batman'a Şırnak'a gidin o zaman gerçeği kendi gözünüzle göreceksiniz..İnsanlar neden PKK'ya katılıyor,neden İstanbul'a ve diğer illere göç veriliyor ? Sorunu size söyleyeyim.Öyle özel bir sebebi yok.Tamamen duygusal..
Zalim
QUOTE(Pana @ Jan 11 2007, 06:47 PM) *
Bırakın bu Türkü,Kürdü,Lazı olayını.Kardeşlik ayağı artık kimseye sökmüyor.Burada insanların en birincil derdi ekonomik.İdeolojiyle falan olacak bir iş kalmadı artık.Doğuda eğitim yok,hizmet yok,hastahane yok.Diyarbakır Doğu'nun İstanbul'u sayılır ama gidin bir köylerine bakın,Batman'a Şırnak'a gidin o zaman gerçeği kendi gözünüzle göreceksiniz..İnsanlar neden PKK'ya katılıyor,neden İstanbul'a ve diğer illere göç veriliyor ? Sorunu size söyleyeyim.Öyle özel bir sebebi yok.Tamamen duygusal..


hayir pana duygusalliktan dil.. 1923 senesine kadar kurtler kardesimizdir, kurtlere özerk verecez diyen mustafa kemal, 1923 ten sonra turkun turkten baska dostu yoktur, turkiyede turkce konusulur vs. .vs.. sözleri demeye basladi..peki sonra ne oldu..? turkce bilmiyen kurtler eger carsiya gelip kurtce konussalardi dayak yiyorlardi sokakta, bazende para cezasi, sirf bunun icin kurtler elleri ile anlasmaya calisiyorlardi.. iste kurt sorunu bu zamandan sonra baslamistir.. eger böyle hitap edilirse bir millete yok sayilirsa pkk da olur herseyde olur.. bu dedigim olay sadece bir tanesi.. daha nice olaylar yasadi kurtler.. bide alparaslan turkes utanmadan tv ye cikip kurt diye birsey yoktur demezmi..kurtler turklerin soyundandir turklerden gelmedir demezmi.. simdi siz kendinizi bu kurtlerin yerine koyun neler yapardiniz bir dusunun.. (sakin bu dediklerimi pkk ciliga cekmeyin..cunku pkk ci dilim..!! )



sodomo, cocukmu kandiriyorsun sen burda..??
ezani zorla turkce yapan babamdi galiba,
kiyafet kanunu getirene babamdi,
sapka kanunu vs.. vs..

git istedigini sertbest yap diyorsunda.. bahsettigin mustafa kemal hicte öyle demiyordu..!!
kesin sende mustafa kemal samsuna tekneyle gitti diyenlerdensin..

bak hatta mehmet akif ersoyun siirini yazim..kimin icin söylemis sen bul...!!

bacimin örtusu batmakta rezilin gözune
acirim billahi tukuruge tukursem yuzune
medeniyet dedigin acmaksa bedeni
desene yamyamlar sendende medeni...!!!
varjan
Sanki Mustafa Kemal kotu seyler yapmis. Ne yapmis, ettiginiz duanin ne demek oldugunu anlayin demis. Var mi dunyada ne dedigini anlamadan ibadet eden? Sana etme dememis ki? Kiyafet kanununu getirmis, keske getirmeseymis de hala tepemizde feslerle dolassaydik.
Ne demek istedigin pek belli degil, Bugun AB ye dahil olma cabalarini, fesler kafamizda, carik ayagimizda mi yapsaydik? Ileriyi gorusunden kimsenin suphe etmedigi Ataturk, inkilaplarin neresinde yanlis yapmis?
Belki yaniliyorum, Ataturkun millet anlayisina, anadoluda yasayan butun degisik kokenli halklar, kulturler dahildir. Bu mozaikte herkesin yeri vardir. Esas boluculer, Ataturk'un gercek arzusundan ayrilip, halki irkciliga surukleyenlerdir.
Pana
Doğrusu ''Medeniyet dediğin açmaksa bedeni,
desene hayvan senden daha medeni '' olacak sevgili kardeşim..

Doğuyla ilgilenmiyoruz,dışlıyoruz oradaki insanları.Halbuki ben olayın ta içindyim.OHAL zamanında burada görev yaptım.O zaman durum bin beterdi.Ama şu an da pek farklı değil.İnsanlarımıza eğitim gerekli,sağlık koşulları gerekli.Bunlar sağlanmadıktan sonra Kürt insanlarımız dışlanırsa,halen daha birileri çıkıp ''Türksen öğün,değilsen itaat et diz çök'' gibi çağdışı saşma sapan lakırdıları söylemeye devam ederse daha çok cambaz oynatırlar bu ülkenin üzerinde.Yaşadığım yıllarda öğrendiğim tek bir şey oldu bu konuda..Anladım ki tek bir millet yok,tek bir vatan var.Bu konuda üstümüze düşen vazife dış mihrapların oyununa kapılmadan,gereksiz tartışmalara girmeden bu ülkeyi çıkarcıların elinden kurtarmaya çalışmaktır.

Artık bu saatten sonra bir kahraman beklemeyin.Kendi kendinizin kahramanı olun !
keklik
QUOTE(Pana @ Jan 11 2007, 06:47 PM) *
Bırakın bu Türkü,Kürdü,Lazı olayını.Kardeşlik ayağı artık kimseye sökmüyor.Burada insanların en birincil derdi ekonomik.İdeolojiyle falan olacak bir iş kalmadı artık.Doğuda eğitim yok,hizmet yok,hastahane yok.Diyarbakır Doğu'nun İstanbul'u sayılır ama gidin bir köylerine bakın,Batman'a Şırnak'a gidin o zaman gerçeği kendi gözünüzle göreceksiniz..İnsanlar neden PKK'ya katılıyor,neden İstanbul'a ve diğer illere göç veriliyor ? Sorunu size söyleyeyim.Öyle özel bir sebebi yok.Tamamen duygusal..


Evet, insanların en birincil derdi ekonomi. Buna kimsenin itirazı yok. Yoksunlukları görmek için Şırnak'a, Batman'a da gitmeye gerek yok. Yaşadığımız şehirlerin kenar mahallelerine bakmak yeterli. Hastane, okul olması da yetmiyor, bu hizmetlerden yararlanacak parası, güvencesi yok milletin. Ülkemizdeki bir avuç mutlu azınlık dışında herkes bunların fazlasıyla farkında. Çünkü bizzat yaşıyorlar. Ama ne kadar farkında olsak da, bu ülkede yaşayan insanlar olarak, birincil hakkımızı aramak için birleşmek yerine bölündükçe bölünüyoruz. Hepimiz önce insanız ve bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için öncelikle ekonomik yeterliliğe ve özgürlüğe sahip olması gerekir. Din, mezhep, ırk insanlara sonradan giydirilmiş kavramlardır ve hatta yaşamsal bir değerleri olmadığı halde, yöneten güçlerin dikkatleri dağıtmak için kullandıkları en önemli silahlardır. Bence bunların da farkındayız.

Konunun başlığı da bu yüzden önemli zaten. Birleşmeye kalktığımızda emek harcamamız gerekecek, canımız yanacak! Dinimiz sayesinde şükrede şükrede kolaycı bir yapıya sahip olduğumuz için ortak çıkarlarımızı beraberce aramak yerine her şeye itaat eder bir toplum haline gelmişiz. Yılanın bir gün bizi de ısıracağını bilsek bile işi hep allaha havale etmekte ya da başkalarının bizi kurtaracağını beklemekteyiz.

Nasreddin Hoca ve Timur'un filleri hikayesi de bizi anlatan en güzel örneklerden biri.
ezkamo
QUOTE(Pana @ Jan 11 2007, 10:00 PM) *
Doğrusu ''Medeniyet dediğin açmaksa bedeni,
desene hayvan senden daha medeni '' olacak sevgili kardeşim..

Doğuyla ilgilenmiyoruz,dışlıyoruz oradaki insanları.Halbuki ben olayın ta içindyim.OHAL zamanında burada görev yaptım.O zaman durum bin beterdi.Ama şu an da pek farklı değil.İnsanlarımıza eğitim gerekli,sağlık koşulları gerekli.Bunlar sağlanmadıktan sonra Kürt insanlarımız dışlanırsa,halen daha birileri çıkıp ''Türksen öğün,değilsen itaat et diz çök'' gibi çağdışı saşma sapan lakırdıları söylemeye devam ederse daha çok cambaz oynatırlar bu ülkenin üzerinde.Yaşadığım yıllarda öğrendiğim tek bir şey oldu bu konuda..Anladım ki tek bir millet yok,tek bir vatan var.Bu konuda üstümüze düşen vazife dış mihrapların oyununa kapılmadan,gereksiz tartışmalara girmeden bu ülkeyi çıkarcıların elinden kurtarmaya çalışmaktır.

Artık bu saatten sonra bir kahraman beklemeyin.Kendi kendinizin kahramanı olun !

Sevgili Pana,
Evet tek bir vatan var. Ben de doğuluyum. Vatan hepimizin. Senin dindar benim ateist olmam inanki önemli değil. Biz kardeşçe yaşarız. Yeter ki dış güçlerin oyununa gelmeyelim. Bizi birbirimize düşüren bu dış güçler. Artık bunu görelim. Birlik ve beraberlik içinde bunlara karşı mücadele edelim. Demokrasiye inanırsak sorunlarımızı da bu çerçevede çözeriz. Bundan endişen olmasın. Sevgiyle kalınız...
Zalim
QUOTE(Pana @ Jan 11 2007, 10:00 PM) *
Doğrusu ''Medeniyet dediğin açmaksa bedeni,
desene hayvan senden daha medeni '' olacak sevgili kardeşim..

Doğuyla ilgilenmiyoruz,dışlıyoruz oradaki insanları.Halbuki ben olayın ta içindyim.OHAL zamanında burada görev yaptım.O zaman durum bin beterdi.Ama şu an da pek farklı değil.İnsanlarımıza eğitim gerekli,sağlık koşulları gerekli.Bunlar sağlanmadıktan sonra Kürt insanlarımız dışlanırsa,halen daha birileri çıkıp ''Türksen öğün,değilsen itaat et diz çök'' gibi çağdışı saşma sapan lakırdıları söylemeye devam ederse daha çok cambaz oynatırlar bu ülkenin üzerinde.Yaşadığım yıllarda öğrendiğim tek bir şey oldu bu konuda..Anladım ki tek bir millet yok,tek bir vatan var.Bu konuda üstümüze düşen vazife dış mihrapların oyununa kapılmadan,gereksiz tartışmalara girmeden bu ülkeyi çıkarcıların elinden kurtarmaya çalışmaktır.

Artık bu saatten sonra bir kahraman beklemeyin.Kendi kendinizin kahramanı olun !


valla abi ben yamyam diye biliyorum.. bencede yamyamdir.. hayvan desen manasi olmaz.. ama yamyam desen manasi ortaya cikiyor..cunku onlar ciplak..

bende guneydoguluyum, babam az cekmedi, akrabalarimda.. onlar anlattiklarinda insan bir hal oliyor.. bu nasil is diye..
pkk da ölen kisilerin coguda masum, simdi turk gidecek dagda onu öldurcek yada o turku öldurcek turklere göre sehit olan turk digeri ise cani, haindir.. kurtlerin cogusuna görede sehit kurt olanlardir.. simdi bu kardeslerin birbirini öldurmesi hatta sonradan birde uzerinden oyun oynanmasi, birisini lekeleyip digerini yukseltmek ne kadar dogru...??
mesela simdi birisinin daga cikma sebebini anlatim.. birgun cocugun birisi okulda tenefuste arkadaslari ile konusuyor kurtce..hocanin biriside duyuyor sesini ve gelir gelmezde basliyor dayak atmaya sen kimsinde kurtce konusuyon bide uzerinden kufur ediyor.. bu cocukta dogal olarak hakkini daga cikarak aramaya gidiyor.. pkk ya katiliyor..
simdi pkk yi tumden terörist ilan etmek bile sacma.. ayrica cogu turk askeri bile pkk cilari yakaladiginda inanilmaz iskence yapiyor..amerikalilardan beter hemde.. bide bunlar ölunce kahraman ve sehit olarak aniliyor.. göriyormusun sacmaligi.. tv lerde durmadan bu halk resmen haywan olarak gösterilir.. ee gelde simdi hakkini isteme, kendince özgur bir ulke isteme.. ben cogu kurde hak veriyorum, cunku haklilar.. ama ben her zaman icin birlesmekten yanayim.. bunun icin cogu kurt arkadasimlada turk arkadasimlada darildim.. ben olaya tek taraftan bakmiyorum.. her iki tarafada bakiyorum.. bugun irtica dan bahsedenler kurtlerin katledilmesinden yana, sonra demokrasi laiklik diye milleti nutuk atarak kandirirlar.. bide dusune biliyormusun tv lerde ahkam kesen kahraman kesilen kisilerin tekinin bile cocugu guneyde askerde olmamistir.. bide utanmadan ahkam kesiyorlar..

neyse uzatmim..bu konu cok uzun.. dedigim gibi tek tarafli dil her iki taraftanda bakiyorum ben..bunun icin ister pkk ci, ister terörist ister hain idan edilim..zaten bugune kadar bunlari yapanlar böyle sayildi..
Pana
Ben size işin sırrını söyleyeyim mi ?

Eğer bana birazcık itimadınız varsa ?

Bağlılık ve birlik. Çok önemli iki sihirli kelime !

Bu iki unsur kardeş iki halkta oldu mu Türkiye'yi Atatürk'ün de dediği gibi en çağdaş ülkeler seviyesine ulaştırabiliriz...

Ancak önce şu ayrımcılığı bu kardeş düşmanlığını yok etmek gerek..Bunu yapamazsak tarih bizi affetmez arkadaşlar ! Aklımızı başımıza alalım...
ezkamo
QUOTE(hmttsdmr @ Jan 10 2007, 11:51 AM) *
DOĞRU YAZIYORSUN KARDEŞ ATEİSTDE OLSAN SENİN BU SİYONİZME KARŞI YANINDAYIM .M.KEMAL DE ATEİSTTİ ARKDASINDA BİNLERCE ASKER VARDI.SAVAŞLAR DA KAZANILDI.SONRA İSLAMI İRTİCA ETTİ AMA OLSUN..

BU ÜLKEDE SU EMPAEYALİST Mİ DESİN SÖMÜRGECİLER Mİ DERSİN M.KEMAL ZAMANINDAN BERİ VAR M.KEMAL CUMHURİYETE KARŞI MÜSLÜMANLARI TEHLİKE GÖREN M.KEMAL MASONLARI VE YAHUDİLERİ DEVLETE ORDUYA DOLDURMUŞTUR.M.KEMAL HATASINI SONRA ANLAMIŞTIR AMA KOLUNU KAPTIRDI BİR KERE.

BİLİYOR MUSUN M.KEMAL ZAMANINDAN BERİ İSLAMİYET İRTİCADIR İSLAM HİÇ BİR YERDE BÜTÜN OLARAK YAŞANILMAZ BU ÜLKEDE.SÖMÜRGECİLERİN İÇİNDE ATEİST OLANDA VAR AMA MÜSLÜMAN YOK
BENCE ONLARDAN KURTULMAMIZ İÇİN ONLARA HİÇ BENZEMEYECEĞİZ NASIL MI

DİN DİL KÜLTÜR YAŞAYIŞ BİÇİMİ VE KILIK KIYAFET OLARAK ONLARA ONLARA BENZEMEYELİM
ONLARIN BASIN YAYININI TAKİP ETMEYELİM COCA COLA MC DONALDS ONLARIN ÜRÜNLERİNİ KULLANMAYALIM TÜSİADÇILARDAM ALIŞ VERİŞ ETMEYELİM ONLAR HEP TİCARET İÇİN YAPIYORLAR ONLARIN TİCARET KANADINI KIRALIM


Sevgili Hamit,
En büyük yanılgın olaylara din açısından bakıyorsun. Bunu bir kere aşacaksın. Ben bir ateist olarak kendi düşüncem doğrultusunda yaşarım. Sen de bir dindar olarak kendi inancın doğrultusunda yaşarsın. Kimse kimseye bir şey dayatmayacak. Birbirimize saygılı olacağız. İşte bu da demokrasilerde oluyor. Onun için laiklik ve demokrasi diyoruz. Atatürk dine karşı çıkmamıştır. Atatürk dini din tacirlerinin elinden kurtarmıştır. Din sömürüsünü engellemiştir. Bak ülkemiz dine yönelince neler olduğunu görüyorsunuz. Din bir sömürü aracı haline getirildi. Atatürk inancın allahla kul arasında kalmasından yanaydı. Onun için laikliği getirdi. Kendisi dindar değildi ama dine saygılı biriydi. Atatürkü anlamaya çalışın. Atatürk düşündüğünüz gibi biri değildi. Kendisini ülkesine ve milletine adamış biriydi. Ülkesini hep çağdaş ve uygar bir ülke yapmak istedi. Bunun için devrimler yaptı. Ama din tacirleri hep buna karşı çıktılar. Siz de farkında olmadan bu din tacirlerine alet oluyorsunuz. Başbakanın oğlu Amerikada ev alıyor. Unakıtanın oğlunu görüyorsunuz. Arap kralını tv den izlemişsindir. Bunları düşünün. Yani yine olan yoksullara oluyor. Onlar yoksulların sırtından din sömürüsü yapıyorlar. Bunları artık görün. Yani kesinlikle din devlet işlerinden ayrılmalıdır. Din allah ile kul arasında kalmalı. Bunu yaparsanız dininiz hak ettiği değeri bulur.
Zalim
QUOTE(Pana @ Jan 11 2007, 11:50 PM) *
Ben size işin sırrını söyleyeyim mi ?

Eğer bana birazcık itimadınız varsa ?

Bağlılık ve birlik. Çok önemli iki sihirli kelime !

Bu iki unsur kardeş iki halkta oldu mu Türkiye'yi Atatürk'ün de dediği gibi en çağdaş ülkeler seviyesine ulaştırabiliriz...

Ancak önce şu ayrımcılığı bu kardeş düşmanlığını yok etmek gerek..Bunu yapamazsak tarih bizi affetmez arkadaşlar ! Aklımızı başımıza alalım...


bende onu diyorumda, bunu generallere, orgenerallere, ulkuculere anlatmak gerekiyor..
o halka el uzatilmadimi, hem o halk hem turkler yok olmaya muhtactir..
kurtler dunden razi, haklarinni verilipte kardes olmaya..
ama turkler bu tur seyleri yaptikca, pkk, kurdistandan vazgecmezler..
Pana
Atatürk tarihin görüp geçirdiği en vatansever adamlardan biridir.Ondaki zeka gerçekten takdire şayandır..

Ateist olup olmadığını bilmiyorum !

Ancak öyle bile olsa dine her türlü saygıyı duyan eşsiz bir insandı..


Bu arada Zalim kardeşim;

Ayrılık çözüm getirmez..O yüzden her daim birlik olunmalıdır..Irkçılık yapanlar bizden değildir..En doğru,en olgun insan tüm renkleri,dilleri,dinleri,milletleri hoşgörüyle kucaklayan insandır..


Benim idolum Hazreti Muhammed'tir..Ondan sonra T.C'nin kurucusu Atatürk de bu konuda en önde gelen isimlerden biridir..

Birlik olmamız gerek..Birlik !
keklik
Bu başlık altında, farklı görüşlere sahip insanların ortak bir noktada buluştuklarını görmek güzel. Gerçekten de insanlar ekmek kavgasında kimin Türk, kimin Kürt olduğunu bakmıyor bakmak ta istemiyor. Sadece bu kimlikler sık sık hatırlatılıp, çalınan ekmeklerin farkına varılmaması sağlanıyor. Elbette dini, ateizmi, ideolojileri, kendimizce yanlış gördüğümüz her şeyi tartışacağız. Ama değişmesi mümkün olmayan kimlikleri tartışmak hiç bir zaman çözüm getirmeyecektir. Bize düşen, kimliklerimizi bir kenara koyup, kışkırtmalara kapılmadan bir adım atmak.
sodomo
QUOTE(Zalim @ Jan 11 2007, 08:27 PM) *
sodomo, cocukmu kandiriyorsun sen burda..??
ezani zorla turkce yapan babamdi galiba,
kiyafet kanunu getirene babamdi,
sapka kanunu vs.. vs..

git istedigini sertbest yap diyorsunda.. bahsettigin mustafa kemal hicte öyle demiyordu..!!
kesin sende mustafa kemal samsuna tekneyle gitti diyenlerdensin..

bak hatta mehmet akif ersoyun siirini yazim..kimin icin söylemis sen bul...!!

bacimin örtusu batmakta rezilin gözune
acirim billahi tukuruge tukursem yuzune
medeniyet dedigin acmaksa bedeni
desene yamyamlar sendende medeni...!!!



Demogoji, laf salatası...
Ezanın Türkçe okutulması bir devrimdi devrim. Kendi topraklarında elalemin Arapçası ile ezan okuyacaksın da bunu da gelip marifetmiş gibi anlatacaksın bi de... Arkadaşım bir düşün bakalım Almanya'da, Fransa'da günde 5 vakit İngilizce anons yapılsa ne olur ?
Veya biz 1000 yıldır Arapça okuyoruz bu ezanı da 1 günlüğüne neden Araplar Mekke'de Türkçe ezan okumazlar ?
Hani jest olsun diye canım sadece 1 günlüğüne.
Çünkü onlar sizin gibi kendi ana dillerini bırakıp da elalemin dilini baştacı etmeyecek kadar ulusal kültürlerine ve dillerine düşkündürler de ondan.
Yahu, utanılacak durumdan övgü ile bahsediyorsun. Hayret ki ne hayret !
Ezan yasaklanmadı ezanın Arapça okunması yasaklandı !
Demogoji yapma da Araplara ve Arapçaya olan hayranlığının sebebini söyle...

"Bacımın örtüsü..." ha.. Demogojiye bak....Peki hiç düşündün mü Türkiye'de 90'lı yıllara kadar türbanla üniversiteye girmek serbest idi ama sonra yasaklandı, niye ?
Her zaman diyorum, "Dimyata pirince giderken elinizdeki bulgurdan da olacaksınız" diye de anlatamıyorum.
Bari yaşadıklarınızdan ders alın ve dininizi siyasi amaçlar için kullanmayın. İbadetinizi yapın işte daha ne istiyorsunuz ki ?
Haa unutmadan söyleyeyim. Ezan tekrar TÜRKÇE okunacaktır ve öyle de güzel olacaktır ki...


Mehmet Akif'in şiirini yazmışsın sağolasın. Şimdi seni eli boş döndürmek olmaz, bende sana Neyzen Teyfik'in bir şiirini takdim ediyorum :

Yık dedim, yık, kanlı kürsiden hayır yoktur sana,
Ba'dema meydan bırakma bunları tekrara Türk!

Kendi mülkünde garibâne dilendin din için,
Tıpkı beygirler gibi döndürdü şeyh âyin için

Sırtta heybe, cerre çıktın gâfleti telkiyn için,
Pek fedakârane yandın bir Kureyşi kin için,

Çal da söylet bunları sazindaki evtara Türk!
Gönlünü dini tufeyliden temizle gün gibi,
Aşka iman et de durma vuslata küskün gibi,

Çektigin âlâm-i eyyâmi unutma dün gibi,
Aç gözün, çıldırma bir Leylâ için Mecnûn gibi,

Bir marazdır bu; de geç, aşıktaki efkâra Türk
!"


(Neyzen Tevfik: "Türk'e ikinci ögüt" )
yecgga
" Kendi topraklarında elalemin Arapçası "

Kardeşim üstüne gitmey inişte. Allah baba anca arpca öğrenebilmiş. Türkce'ye aklı ermemiş. Türkce olunca anlamıyor işte ne diye zorluyorsunuz.
ezkamo
Şeriât'a ve Şeriâtçiya Karsi Şavasim Görevi

Ilhan Arsel, 1997

Atatürk'ün, mucize olarak seriât batakligindan kurtarip akilciliga, müspet ahlâka, benlik duygusuna ve çagdas uygarliga ulastirdigi Türk toplumu bugün, müptezel çikarlar ugruna isbirligi yapan ve her seyi din açisindan ölçüye vuran ser temsilcileri'nin pençesindedir.

Seriâtçilar, görülmemis bir azginlik içerisinde ve en sinsi ve hileli usullerle devlet yönetiminin kilit noktalarini ve bu arada laikligin silahli teminati olan orduyu ele geçirme hevesindedirler. Insanlarimiz, tipki Cumhuriyet döneminden önce oldugu gibi, seriât'in insan beynini kemirici, akli ve mantigi yok edici, düsünme gücünü yitirici, yaratici zekâ'yi körletici, kadinlari küçültücü ve insan varligini "kul" kertesine indirici verileriyle sekillendirilme yoluna girmislerdir.

Bu felâketli gidisi önlemenin tek yolu, akilciligin sesini yükseltip, laiklige ve Atatürk devrimlerine sarili olarak seriâtçinin sahte saltanatina ve seriâtin aydinliga baskaldiran basibos saldirilarina karsi savasim vermektir. Bu, herkesten önce biz Atatürkçülere ve zinde güçlere düsen kutsal bir görevdir.

Bazi kimseler "Inanç" yönlüsü seriâtçi ile "Akilci düsün" yönlüsü aydin'in bir araya gelemeyecegini, uzlasamayacagini, ya da seriâtçi'nin aydin ve aydin'in da seriâtçi olamayacagini öne sürerek: "modern görünümlü de olsa kim ki gericidir, konusmayalim, tartismayalim ve sakin ola ki onlari yola getiririm diye ugrasmayalim" diyorlar.

Oysa ki aksine, seriâtçi ile tartismak gerek; onu yola getirmek için degil (çünkü yola gelmez) fakat yalanlarini, akil disiliklarini, uygarlikla bagdasmazliklarini ortaya vurmak için tartismak gerek; 1400 yillik yalanlarla baskalarini da kendisi gibi gerici yapmasini önlemek için tartismak gerek.

Ama tartisabilmek için, seriât'in içyüzünü bilmek gerek; akla ve mantiga ters yönlerini, çag disiliklarini ögrenmek gerek; ve biraz da medenî cesarete sahip olmak gerek.

Ne yazik ki aydin olarak bizler "seriât" konularinda tam bir bilgisizlige, ve "medenî cesaret" alaninda da sinirsiz bir ürkeklige saplanmisizdir. Bu bilgisizlik ve cesaretsizlik içerisinde seriâtçiyi basi bos birakmis, onunla tartisamaz, onun yalanlarina karsi çikamaz olmusuzdur.

Örnegin seriâtçi kalkipta bizlere: "Yasamlarimizi din kurallarina uydurmaliyiz, aksi taktirde Kur'ân'i inkâr etmis oluruz" dedigi zaman, kalkipta kendisine: "Hayir uymamiz gereken sey din kurallari degil, Kur'ân degil, her seyden önce akil kurallaridir; yönelmemiz gereken sey akilciliktir; çünkü seriât verileri çagdas yasamlara, çagdas özgürlüklere yer vermez" diyemiyoruz. Çünkü seriât'in akla, mantiga ve çagdasliga ters yönlerini bilmiyoruz ya da bilsek de bunu söyliyecek cesâreti gösteremiyoruz.

Yine bunun gibi seriâtçi bize: "Seriât'a inanan insanlar olarak ...cehaleti, atâleti ve meskeneti terketmeliyiz" dedigi zaman, kalkipta: "Evet ama cehaleti, atâleti ve meskeneti yaratan sey seriât'in ta kendisidir" deyip seriâtçiyi susturamayoruz, çünkü seriât'in bu yönlerini bilmiyoruz, bilsek de söyleme cesaretini gösteremiyoruz.

Yine bunun gibi, seriâtçi bize: "Islâm seriât'i özgürlük dinidir, hosgörü dinidir; Islâm'da zorlama olmaz" dedigi zaman, bizler kalkipta: "Hayir yalan söylüyorsun! çünkü seriât özgürlükleri red eder, hosgörüyü red eder; seriât: siddet ve zorlama üzerine bina edilmis olup Islâm'dan gayri gerçek din tanimaz; Islâm'dan baska dinlere ragbet edenleri sapiklik ve ziyân içerisinde sayar; müsriklerin (puta tapanlarin öldürülmelerini emreder; "Kitap ehli" olanlarin (Yahudilerin ve Hiristiyanlarin) Islâmi kabul etmedikleri takdirde (etmemenin cezasi olarak) cizye (kafa parasi) vermelerini, ve eger bu iki seyden birini yapmadiklari takdirde yok edilmelerini emreder; -'Her kim dinini (yâni Islâm'i) degistirirse, onu hemen öldürünüz-' der " seklinde konusup bu emirlerin kaynagini seriâtçinin suratina vuramiyoruz. Çünkü bunlari bilmiyoruz, bilsek de söylemeye cesaret edemiyoruz.

Yine seriâtçi bizlere: "Islâm seriâti kadina önem ve deger verir, kadin haklarini ve özgürlüklerini gerçeklestirir" diye konustugunda, bizler: "Hayir yalan söylüyorsun, seriât kadini aklen ve dînen dûn saymistir, erkegi kadina üstün kilmistir, iki kadinin tanikligini bir erkegin tanikligina es tutmustur, miras paylasiminda kadina yarim pay ayirmistir, kadini asagilatmak için: -'namaz kilanin önünden esek, köpek, kadin geçerse namaz bozulur-' demistir; kadina dayak atilmasini öngörmüstür; ya da -'Ugursuzluk kari'da ev'de ve at'da bulunur-' seklinde ve daha buna benzer nice hükümler sevketmistir" diye söyliyemiyoruz, çünkü bunun böyle oldugunu bilmiyoruz, bilsek de agzimizi açmaya cesaret edemiyoruz.

Yine bunun gibi seriâtçi bizlere: "Seriât bâtil itikadlere, hurafelerfe yer vermez" dedigi zaman bizler bu iddiâ'nin yalan oldugunu ve çünkü seriât'in bastan asagi hurafe niteligindeki hükümlerle dolu oldugunu söyliyemiyoruz: örnegin "Esnemek seytandandir, sizden biriniz, esneyecegi zaman gücü yettigi kadar onu karsilasin. çünkü sizden biriniz esnerken... -Haa- deyince seytan (sevincinden) güler", ya da: "Merkep seytan görmedikce anirmaz. Merkep anirinca siz Allahu Teâlâ'yi zikredin (Muhammed'e de) salavat getirin", ya da "Fenâ rü'yâ seytandandir. Biriniz korkunç, yâni karisik rü'yâ gördügünde hemen sol tarafina tükürüp, üfursün ve o rü'yâ'nin serrinden Allah'a siginsin"seklindeki nice sayisiz hükümlerin Diyânet Isleri baskanligi tarafindan insanlarimiza belletildigini sergileyemiyoruz; çünkü bilmiyoruz, bilsek de cesaret edip konusamiyoruz.

Buna benzer örnekleri çogaltmak kolay. Anlatmak istedigim sudur ki, eger bizler, seriât'in ne gibi hükümler kapsadigini bilebilmis olsak, ve dayanisma yolu ile biraz medenî cesarete sahib bulunsak, seriâtçiyi kendi silahlariyle susturup, insanlarimizi akil rehberligine ve dolayisiyle sinirsiz gelisme olasiligina kavusturmus oluruz.

Aslinda bunu yapmak, bizler için bir görevdir. Ve kusku edilmemelidir ki, bu görevi yerine getirebildigimiz gün, seriât'in insanlarimizi gerilikler içide tutan tilsimi sona erecek, ve Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün dedigi gibi, sonsuza dek korunmus ve savunulmus olma güvencesine erisecektir.
ezkamo
Bazen insanın dinlediği bir türkü bile tüm yazılanlardan daha etkili olabiliyor. Ben de sevdiğim ozan Aşık Mahsuni Şerif'ten dinlediğim bu türküyü sizlerle paylaşmak istiyorum:

Katil Amerika

Defol git benim yurdumdan
Amerika katil katil
Yıllardır bizi bitirdin
Amerika katil katil

Tuz diye yutturur buzu
Gafil düştük kuzu kuzu
Dünyanın en namussuzu
Amerika katil katil

Devleti devlete çatar
İt gibi pusuda yatar
Kan döktürür, silah satar
Amerika katil katil

Japonya'yı yiyen velet
Dünyadaki tek nedamet
İki yüzlü kahpe millet
Amerika katil katil

İnsanin alçak sarısı
Küstü dünyanın yarısı
Vietnam'ın pis karısı
Amerika katil katil

Bunca milletlere yazık
Sömürülmüş bağrı ezik
Seni seven kanı bozuk
Amerika katil katil

Mahzuni der Türk milleti
Çıksın gitsin elin iti
Demedim mi bunlar kötü
Amerika katil katil

Bu değerli ozanımız bu ve benzeri türkülerinden dolayı ceza evlerinde yattı. Kendisiyle yapılan bir söyleşiyi aktarmak istiyorum:
- Devlet Sanatçisi" teklifi almadınız mı?
-Devlet benim ödülümü sıkıyönetim dönemlerinde tırnaklarımı çekerek verdi!
- Kaç yıl yattınız?
- Peyder pey beş yılın üstünde.
- Çok işkence gördünüz mü peki?
- Çook. Benim mesela gördüğüm iskenceden dolayı on tırnağımın onu da düştü.
-Başka?
- Ayağımdan asılmalar, cereyan vermeler, gözü bağlı olarak her türlü hakaretlere maruz kaldım. Ama bir gün ben kalkıp o sopadan bahsetmedim
- Neden?
- Çünkü o bahsetmem gereken sopa, devletin kendi sistemiydi.
- Pişmanlık duydunuz mu hiç?
- Eğer pişmanlık duysaydım, Aşık Mahzuni Şerif olmazdım
- Peki bunca acı, işkence, dışlanma, korku sizi "uslandırma"dı mı?
-Aksine daha da bileyledi. Çünkü eğer gerçekten halk ozanıysanız yasadığınız toplumsal gerçeklere dikkat çekmek ve o acıları paylaşmak zorundasınız.

Evet elektrik verdiler, tırnaklarını çektiler, dişlerini söktüler, küfürler savurdular.Kolay değildi ozan olmanın bedeli:
''BİZİM SUÇUMUZ ŞEREFİMİZDİR.'' demiş, Aşık Mahzuni Şerif...

Değerli arkadaşlarım,
Bu aktardığım türkü bizim yetmişli yıllara ait türkü. Şimdi soruyorum bu ozanın suçu neydi de bunca işkenceye maruz kalmış?
Ben size suçunu söyleyeyim. Onun suçu onurlu yaşamaktı...
Bu ülkede onurlu bir yaşamı tercih etmiş insanlar hep ezilmişlerdir. Ama tüm bunlara rağmen yılmamışlar. Mücadelelerine devam etmişler.
Bizler de onurlu bir ülke ve onurlu bir yaşam uğruna bu insanları örnek alıp yılmadan mücadelemize devam etmeliyiz. Bunu yaptığımız sürece insanlığa, ülkemize ve ulusumuza karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmiş oluruz...
ezkamo
Şimdi de size ülkemiz gerçeğini daha iyi anlamanız açısından bir gazetecinin önemsediğim yazısını görüşlerinize sunuyorum. Bunları okuyalım ki ülkemiz üzerinde ne tür oyunlar döndüğünü daha iyi bir şekilde anlayalım...

GAZETECİ VEDAT YENERER'İN YAZISI.....

Petrol yoksa çıkartma ruhsatı neden vermiyorsunuz ?!..

Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu verilerine göre petrol denizi olduğu iddiasını yazmıştım. Yazı sonrasında Silopi 'de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı. Yazacaklarımı lütfen iyi okuyun!...

Beşir Yılmaz telefonda . "Vedat bey, gelin Silopi' de Cudi eteklerine sizi götüreyim de petrolü kendi gözünüzle görün!.."diyerek feryat ediyordu. "Nasıl yani!.." diye sorduğumda anlatmaya başladı.. "Biz aileden madenciyiz. Irak sınırında yaklaşık 300 km ya da bir başka deyişle yaklaşık 150 milyon ton asfaltit madeni buldum.. Bu madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra devlet 1978 yılında kamulaştırıyoruz" diyerek el koydu. Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia edildi. Madem asfaltit rezervi az, neden el koyuyorsunuz. Dünyanın neresine giderseniz gidin asfaltit maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır. Silopi 'nin altı da petrol denizidir. Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil çayına karışır. Gelin görün! Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum ve nikel madeni de var" Nereden biliyorsunuz? "Türkiye'deki analizlere güvenmediğim için madenin her tarafından örnekler alarak Almanya'ya bizzat götürdüm ve analiz yaptırdım. Raporları gönderdim size ( Sonuçlar elimde Yatağan ve Tunçbilek''e göre iki misli rakamlar var) dünyanın en önemli uranyum madenlerinden birisi buradadır ve aktif haldedir.."

Beşir Yılmaz'ın anlatacak o kadar çok şeyi var ki makineli tüfek gibi art arda sıralıyor. Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum.. Petrol olduğunu nereden biliyorsunuz? "Bu bölgede İngilizler 1967-87de petrol aramışlar.Açılan kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol fışkırmış. Ardından kapatmışlar ve
betonlamışlar. Benim madenimin yanında da bu kuyudan var ve vanasını gelin birlikte açalım eğer beton ve civa basıp tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak.

Dönemin köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve petrolün 100 metre kadar fışkırdığını görenler var." Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam ediyorum.. "Vedat bey, asfaltit maddesi olan her yerde petrol vardır. Eğer petrol yoksa bana neden petrol çıkartma ruhsatı vermiyorlar? Musul ve Kerkük' ün rakımı 80-100 metre civarındadır. Cudi Dağı'ndaki petrolümüz resmen Irak'a doğru akıyor ve başta İngilizler ve ABD bunu biliyor.." Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi' ye bile zor gider hale gelmiş. Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu madeni şimdi Turgay Ciner 'in sahibi olduğu Park Holding'e devretmiş. Durum böyle olunca, Yılmaz da dava üstüne dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış. Eğer tekrar el konulursa AİHM''ye başvuracakmış. Kısacası madeninin peşini bırakmıyor ama artık bölgedeki aşiret ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş.. Bütün dava tutanakları elimde okudukça dehşete kapılıyorum. Şimdi sıkı durun...

Beşir Yılmaz Başbakan Tayyip Erdoğan' a bu durum üzerine başvurmuş ve dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle yazıyor.. "Bürokrasi ve çeteler milletin hak ve hukukunu aramaktan bezdirmiştir. Televizyonda ve basındaki konuşmalarınızda "hortumcu çetelerin ve bürokrasinin üstüne gidilecektir" diyorsunuz .Millet buna çok seviniyor.. 25 yıldı gasp edilen madenimiz çete ve bürokratların,anayasa, kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak ihale yolu ile peşkeş çekiliyor.Allah'a ve sizin yüksek adaletinize sığınıyorum."

Beşir Yılmaz devlet tarafından el konulan mallarını ve bunun karşılığında devletin verdiği parayı yazıya eklemiş.. 1- 35 km yol yaptım. 2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var. 3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış. 4- Mazot tankları. 5- Dinamit ambarı. 6- Kantar ve kantar binası. Resmi olarak bana ait olan ve vergisini ödediği madenimde Bugüne kadar yaptığım işler ve halen bulunan demirbaş ve çıkarılmış maden içinde 5.800.800 TL. (Buna resmen gasp ve devlet terörü denir!) Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan'a yazdığı dilekçede devam ediyor. "Bu para halen bankada duruyor. Buna rağmen Türkiye Kömür İşletmeleri ihaleyi adamlarına vehortumculara peşkeş çekiyor"

Beşir Yılmaz' ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne kadar cevap vermemiş. Beşir Yılmaz'dan al ve ABD bağlantılı şirketlere ver.Uranyum konusu da bir başka skandal. Güneydoğu resmen petrol denizi üzerinde ve Türkiye ABD Firmalarının peşinde "bize petrol bul" diye yalvarıyor...

İddialar devam ediyor:.6 mühendisin kafaları kesildi. TPİK diye Türkiye Petrolleri'nin kurduğu bir kurum yurt dışına petrol arama işlerine giriyor ve bugüne kadar milyar dolar zarar ediyor. Beşir Yılmaz diyor ki: "Kimin hain kimin işbirlikçi olduğunu anlamak çok kolay! Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı verilmiyor. Ruhsatı verin 800 metreden petrolü çıkartmazsam ben bu ülkeyi terk ederim. MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su bulundu ve ardından delici aletin ucu kırıldığı için sondaja son verildi.Herkes bilir sudan sonra petrol gelir. Biz yerli teknoloji ile 1200 metreye kadar sondaj yapabiliriz kimseye ihtiyacımız yok. İzni versinler siz görün petrol nasıl fışkıracak.. "

Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar aradı ve Soma'da görevli bir mühendis ile görüşmemi isteyerek telefon numarasını verdi.Adını burada yazmak istemiyor. Mühendis ile görüşmemde daha da çarpıcı gerçekler çıktı ortaya. Altı ay kadar önce Cudi dağları eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin ne olduğunu bilip
bilmediğimi sordu. Ben de "bilmiyorum" dedim. Mühendis ekledi "Bu iskeletler 18 Yıl önce Cudi Dağı'nda kaybolan 6 Türk petrol mühendisinin iskeletleri. Kafaları kesilerek öldürülmüş.."

Dondum kaldım. Ne diyeyim.Kendisi de mühendis olduğu için yalan söylemiyordur diye düşündüm.. Ardından devam etti.. "Vedat bey Türkiye maden bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Siz Ödemiş yakınlarındaki Bozdağ 'ın dünyanın en büyük altın rezervi olan dağlarından biri olduğunu biliyor musunuz? Ama bu madenleri kimse çıkaramaz. Hatta bu konunun üzerine giden gazeteciler öldürüldü. Uğur Mumcu ve Çetin Emeç'in öldürülmeden kısa bir süre önce bu madenler üzerine gittiğini biliyorsunuz her halde..." İlgiyle dinledim. O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya sayfalar yetmez. İddiaların hepsinin belgeli olduğunu söyleyen bu mühendis, gazete ve televizyon kanallarında hiçbir gazetecinin bu yönde bir haber yapamadığını ve milletin resmen uyutulduğunu örneklerle anlattı.

Beşir Yılmaz'a son sözüm " Bana anlattıklarınızı Genelkurmay''a anlatınız mı?" oldu. Aldığım cevap da aynen şöyle.. " Vedat bey her şeyi belgeleriyle birlikte bir kaç kez askeri büyüklerimize anlattım ama bugüne kadar bir arpa boyu ilerleme kaydedemedik!".. Ne diyeyim, bu milleti korumaya yemin etmiş olanlar utansın!..

Son sözüm: ABve ABD , PKK''yı boşu boşuna özellikle bu bölgede güçlendirip
milletin başına bela etmedi. Bölgeye gelecek barış ortamı Türkiye''yi ekonomik olarak uçuracak gelişmelere gebedir!.."
CultureClub
Bu yazı 2 yıldır internette o mail senin,bu mail benim dolaşır durur.

Doğruluğundan emin değilim Ezkamo,yine de sağol
merovenj
ONURLU OLMAK ATEİSTLERE kaldıysa işimiz var .

korkma bu halk, bu toplum dinine ve vatanına göz diken her gözü oymasını iyi bilir.

öğrencilere anlattığın hikaye iyi bu sayede az veya küçük demeden öğrencilerin ;

ateistlerin başının ezilmesi gerektiğini bilir .

çok saol tongue.gif


geçen bir arkadaş müthiş bir fikir ortaya attı ...tabii fikirleri hemen tavanarasına atıldı.
diyorki ateistlere ;

Ateistler Anne ve babalarının kendi anne ve babası olduguna hicbir delile ( DNA Testi )
ihtiyac duymadan nasıl inanıyorlar.

YOKSA İSPATLANMAMIŞ BİRŞEYE Mİ İNANIYORLAR ???
keklik
QUOTE(merovenj @ Jan 13 2007, 10:30 PM) *
ONURLU OLMAK ATEİSTLERE kaldıysa işimiz var .

Onurlu olmak için illa müslüman mı olmak gerekiyor? İnsan olmak yeterli değil mi?

korkma bu halk, bu toplum dinine ve vatanına göz diken her gözü oymasını iyi bilir.

öğrencilere anlattığın hikaye iyi bu sayede az veya küçük demeden öğrencilerin ;

ateistlerin başının ezilmesi gerektiğini bilir .

Bu din gözlerinizi o kadar kör etmiş ki, müslüman olan dışında herkesin kafasını ezmkle bozmuşsunuz kafayı. Öte yandan memlektin toprakları peyder pey satılıp duruyor. Sesinizi çıkardığınız yok. Turistik bölgelere ingilizler, Fransızlar, vs. siteler yapıyor T.C. vatandaşlarını işçi olarak bile sokmuyorlar. Sulak arazileri siyonist dediğiniz İsrailliler almaya başladı. Yakında ekecek toprak kalmayacak. Adamlar en son evine girdiğinde mi farkına varacaksın vatanının elinden gittiğinin.

çok saol tongue.gif
geçen bir arkadaş müthiş bir fikir ortaya attı ...tabii fikirleri hemen tavanarasına atıldı.
diyorki ateistlere ;

Ateistler Anne ve babalarının kendi anne ve babası olduguna hicbir delile ( DNA Testi )
ihtiyac duymadan nasıl inanıyorlar.

Konuyla ne ilgisi var?

YOKSA İSPATLANMAMIŞ BİRŞEYE Mİ İNANIYORLAR ???
ezkamo
QUOTE(merovenj @ Jan 13 2007, 10:30 PM) *
ONURLU OLMAK ATEİSTLERE kaldıysa işimiz var .

korkma bu halk, bu toplum dinine ve vatanına göz diken her gözü oymasını iyi bilir.

öğrencilere anlattığın hikaye iyi bu sayede az veya küçük demeden öğrencilerin ;

ateistlerin başının ezilmesi gerektiğini bilir .

çok saol tongue.gif
geçen bir arkadaş müthiş bir fikir ortaya attı ...tabii fikirleri hemen tavanarasına atıldı.
diyorki ateistlere ;

Ateistler Anne ve babalarının kendi anne ve babası olduguna hicbir delile ( DNA Testi )
ihtiyac duymadan nasıl inanıyorlar.

YOKSA İSPATLANMAMIŞ BİRŞEYE Mİ İNANIYORLAR ???


Merovenj,
O öğrencileri biz yetiştirdik. Zamanı gelince onlar kimin başını ezeceklerini bilir. Seni gidi arap uşağı. Burası Atatürk Türkiyesi. O heveslerinizi kursağınızda bırakacağız...
zazax
QUOTE(ezkamo @ Jan 14 2007, 12:29 AM) *
Merovenj,
O öğrencileri biz yetiştirdik. Zamanı gelince onlar kimin başını ezeceklerini bilir. Seni gidi arap uşağı. Burası Atatürk Türkiyesi. O heveslerinizi kursağınızda bırakacağız...

Ezkamo!
Kimse kimsenin başını ezmesin, herkes barış içinde yaşasın.
eskiden halk osmanlının kulu tebaası olarak görülüyordu.
Senin görüşüne göre hepimiz Atatürkün tebaasıyız, peki ne zaman vatandaş olacağız.
zehir
QUOTE(ezkamo @ Jan 14 2007, 12:29 AM) *
Merovenj,
O öğrencileri biz yetiştirdik. Zamanı gelince onlar kimin başını ezeceklerini bilir. Seni gidi arap uşağı. Burası Atatürk Türkiyesi. O heveslerinizi kursağınızda bırakacağız...


Arap uşağı ne demek açıklarmısın ezkamo.
FreeWill
QUOTE(zazax @ Jan 13 2007, 10:39 PM) *
Ezkamo!
Kimse kimsenin başını ezmesin, herkes barış içinde yaşasın.
eskiden halk osmanlının kulu tebaası olarak görülüyordu.
Senin görüşüne göre hepimiz Atatürkün tebaasıyız, peki ne zaman vatandaş olacağız.


Ataturk sizlere "vatandas olmayi ogretmistir" !...

Degerli bir dost sevgili 'Ali Oktay' in bir sozu vardi: "demokrasi bir cam kosktur. Essekleri o koske koyarsan tepisirler, o cam kosk yerle bir olur. Oraya koymadan once o essekleri ehlilestirmek lazim."
zazax
QUOTE(FreeWill @ Jan 14 2007, 01:00 AM) *
Ataturk sizlere "vatandas olmayi ogretmistir" !...

Degerli bir dost sevgili 'Ali Oktay' in bir sozu vardi: "demokrasi bir cam kosktur. Essekleri o koske koyarsan tepisirler, o cam kosk yerle bir olur. Oraya koymadan once o essekleri ehlilestirmek lazim."

Vatandaşına eşşek diyen anlayış, eşşekleşmiştir zaten.(Ali Otay için dedim)
Bence Free! sen vatandaş ile tebaa arasındaki farkı bile bilmiyorsun.
Neden halka güvenilmiyor, halktan korkuluyor oysa halk Ankarayı aşalı 25 yıl oldu.
FreeWill
Essekler her toplumda vardir. Kimi yerde azinliktadir, kimi yerde sayisi, gucu belli degildir, arasira anirip, tepisip durular.

Tip Fakultesinde kadavraya don giydiren tip ogrencilerin oldugu bir ulkede, ellerinde benzin bidonlari ile otellere yuruyen kitlelerin olmasi, Imam hatip okullarinda demokrasi karsiti 'Seriat yeminleri' nin yapilmasi demek, essekligin zaman zaman dalgalandigi bir toplum demektir.
zazax
QUOTE(FreeWill @ Jan 14 2007, 01:21 AM) *
Essekler her toplumda vardir. Kimi yerde azinliktadir, kimi yerde sayisi, gucu belli degildir, arasira anirip, tepisip durular.

Tip Fakultesinde kadavraya don giydiren tip ogrencilerin oldugu bir ulkede, ellerinde benzin bidonlari ile otellere yuruyen kitlelerin olmasi, Imam hatip okullarinda demokrasi karsiti 'Seriat yeminleri' nin yapilmasi demek, essekligin zaman zaman dalgalandigi bir toplum demektir.

Boş ver FreeWill! herşey iktidarın nimetlerinden faydalanma mücadelesi, bunları islamcılarda milliyetçilerde, Kemalistlerde çok iyi yapıyor. bizlerde burada üçüncü şahıslar adına konuşuyoruz, onlarda rantı götürüyor.
hiçbirine güvenmiyorum.
yaşasın insanın devlet karşısında birey üstünlüğü.
bütün mesele bu birey mi devlet mi, görüyorumki sen de dindarlar da devlet diyor, ben birey diyorum.
ezkamo
QUOTE(zazax @ Jan 14 2007, 12:39 AM) *
Ezkamo!
Kimse kimsenin başını ezmesin, herkes barış içinde yaşasın.
eskiden halk osmanlının kulu tebaası olarak görülüyordu.
Senin görüşüne göre hepimiz Atatürkün tebaasıyız, peki ne zaman vatandaş olacağız.


Zazax,
Eğer senin laik demokratik cumhuriyeti yok etmen gayen varsa elbette başın ezilecektir. Hiç bir yönetim kendisinin yok edilmesine müsade etmez. Demokrasilerde de böyledir. Yazımı yeterince anlamadığınızı düşünüyorum. Burda başı ezilecek olanlar vatan hainleridir. Eğer hain değilsen sen rahat ol. Yok hainsen zamanı gelince başın ezilecektir.
Eğer sen de Atatürk'ü Osmanlı gibi görüyorsan yazıklar olsun sana. Nedir bu Atatürk'e olan alerjiniz. Niye bu kadar körsünüz. Dininize iyilik ettiği için mi düşmansınız. Bak gördün allah adına camide bile insanlar öldürüldü. Böyle olması mı daha iyi. Yıllardır din sömürüsü yapılıyor. Daha ne zaman uyanacaksınız. Eğer bu gün din allah ile kul arasında kalmış olsaydı bu sömürü olacak mıydı? Ne olursunuz artık bu gerçeği görün. İşte Atatürk de dininize en büyük iyiliği yapmıştır. Laikliği getirerek...
Atatürk seni vatandaş yaptı ama sen bunu anlayamıyorsun. Ben ilahi kul olmak istiyorum diyorsun. Yaptığı devrimlere bir bak. Bana de ki şu devrimi yanlıştı de. Sana hak vereyim. Bu kişi bu Cumhuriyetin kurucusu. Benim sahiplenmemin temelinde bu var. Çünkü ben varlığımı bu kişiye borçluyum. Siz bunu bile idrak edemiyorsunuz. Yazık...
ezkamo
QUOTE(zehir @ Jan 14 2007, 12:55 AM) *
Arap uşağı ne demek açıklarmısın ezkamo.


Zehir,
Benim açtığım başlığa bak. Dediğim kişinin yazısına bak. Biz ülke elden gidiyor diyoruz. O da gelmiş dalga geçiyor. Bu kişi hak etmiyor mu? Şimdi anladın mı?
ezkamo
QUOTE(zazax @ Jan 14 2007, 01:27 AM) *
Boş ver FreeWill! herşey iktidarın nimetlerinden faydalanma mücadelesi, bunları islamcılarda milliyetçilerde, Kemalistlerde çok iyi yapıyor. bizlerde burada üçüncü şahıslar adına konuşuyoruz, onlarda rantı götürüyor.
hiçbirine güvenmiyorum.
yaşasın insanın devlet karşısında birey üstünlüğü.
bütün mesele bu birey mi devlet mi, görüyorumki sen de dindarlar da devlet diyor, ben birey diyorum.


Zazax,
Ortak noktalarımız var. Ama boş vermeyeceksin. Bu dediğim zihniyetten dolayı ülke bu duruma gelmiştir. Bak bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi diyorum. İnançları karıştırmayın işin içine. Bizim gibi insanların bu ülkede çoğunluğu sağladığını düşün bir de. Devlet birey için vardır. İşte o dediğin özgür birey de bu mücadeleyle yaratılacaktır.
zazax
QUOTE(ezkamo @ Jan 14 2007, 01:54 AM) *
Zazax,
Ortak noktalarımız var. Ama boş vermeyeceksin. Bu dediğim zihniyetten dolayı ülke bu duruma gelmiştir. Bak bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi diyorum. İnançları karıştırmayın işin içine. Bizim gibi insanların bu ülkede çoğunluğu sağladığını düşün bir de. Devlet birey için vardır. İşte o dediğin özgür birey de bu mücadeleyle yaratılacaktır.

Haklısın üstad! boş vermemeli.
sodomo
QUOTE(merovenj @ Jan 13 2007, 10:30 PM) *
ONURLU OLMAK ATEİSTLERE kaldıysa işimiz var .

korkma bu halk, bu toplum dinine ve vatanına göz diken her gözü oymasını iyi bilir.

öğrencilere anlattığın hikaye iyi bu sayede az veya küçük demeden öğrencilerin ;

ateistlerin başının ezilmesi gerektiğini bilir .


Suç sen de değil senin giblere böyle konuşma fırsatı verenlerde. Tehditlere bak ! Önüne gelen provakatör, takiyyeci, küfürbaz, ahlaksız, rezil burada yazı yazabiliyor. Ne deniyor buna ? Özgür fikir ortamı mı ? Tuhaf bir durum...

Tehditlere gelince; bak güzelim yaşın ufak zamanla öğrenirsin bu işleri biraz büyü aklın başına gelir. Öyle vatan millet sakarya edebiyatı ile şeriatçılık satamazsın ! Bitti o dönemler. Bırakın bu takiyyecilikleri ! Hem şeriatçı, yobaz hem vatansever olunmaz. Bir şeriatçının kutsal toprağı Mekkedir vatanı da Arabistandır.

Sen galiba ülkücüsün.

Söyle bakalım bana ezanın Arapça okunması hakkında ne düşünüyorsun ?
Söyle de ne kadar vatansever ve milliyetçi olduğunu anlayalım.

Bir de millet adına konuşacak durumda da değilsin.
Sana tavsiyem bırak bu ağızları. Din min ile gitmiyor bu işler. Türk'ün geleceğini çöl bedevisi ve 9 ve 13 yaşında kızlar ile cinsel ilişkiye giren, en az 30 karısı ve 80 kölesi olan sahte peygamber belirleyemez.

Geçti o dönemler. Bitti olay. Hayal kurma.

Ülkücülere de tavsiyem efendi olmalarıdır. Çizgilerini belirlemeleridir. Atatürk milliyetçiliğimi yoksa Arap
mukadesatçılığı mı ? Öyle sokaklarda "Ya Allah bismillah Allahu Ekber" diye Arapça sloganlar atıyorlar ama fena yedirirler o Arapçayı adama. Önce hangi ülkede ve hangi devrimin ilkeleri altında yaşadıklarını iyice bir öğrensinler. Yoksa nereye kadar hoşgörülü davranabiliriz ki onlara karşı ?
ezkamo
Ayetullah Fethullah!..
O. Doğu SİLÂHÇIOĞLU
Cumhuriyet Gazetesi, Olaylar ve Görüşler, 10 Mayıs 2006.

Siyasal İslam ve Bölücü /Ayrılıkçı hareketten kaynaklanan bir büyük tehdit altında bulunan Türkiye'de, özgürlükçü (liberal) sağın ve halkçı (demokratik) solun kendi içlerinde bütünleşerek bir işbirliğine ya da birlikteliğe gitme arayışlarının yoğun hale geldiği; bu yolda umutların yeşerdiği bir dönemde; Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ''Cumhuriyet Düşmanı'' bir kişi hakkında aldığı beraat kararı, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden kaygı duyan tüm yurttaşları endişeye sevk etmiştir!.. Mahkemelerine, yargıçlarına güvenen, yargı kararlarına büyük saygı gösteren Türk toplumu, bu kararın hukuksal gerekçelere uygun olduğundan kuşku duymasa da; yurttaşların birçoğu, bu kararla doğacak sonuçların ne gibi gelişmelere yol açacağını düşünmeye başlamıştır... Bir erken seçimin gündemde olduğu Türkiye'de, bu kararla bağlantılı olarak ortaya çıkacak gelişmelerin tüm siyasal dengeleri altüst etmesi olasılığı belirmiştir...

Sürdürülen çabalar

Geleceği göremedikleri için 2002 seçimlerinde kendi içlerinde bütünleşmeyi ve iki kanat arasında birlikteliği sağlayamayan ''özgürlükçü sağ'' ve ''halkçı sol'' için ortaya çıkan bu gelişme karşısında artık tek çıkar yol kalmıştır: ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik!..''

Türkiye'de ''sağ'' ın bütünleşme koşullarının giderek arttığı bir ortamda, ''sol'' un da bütünleşmeye gitmesi kaçınılmaz görünmektedir. Ne var ki, her iki kanadın birliktelik olasılığı, Türkiye'yi yörüngede tutmak isteyen bir küresel gücü önlem almaya yönlendirmiştir. Çünkü ulusal bütünleşmeyi gerçekleştirebilecek bir ''Özgürlükçü Sağ/Halkçı Sol Koalisyonu'' , ABD'nin ''Ilımlı İslam'' ve ''Büyük Ortadoğu'' planlarını bozacaktır. Böyle bir koalisyonun oluşturulma aşaması öncesinde atılacak tek adım; ABD'deki emin adamın, ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın Türkiye'ye gönderilmesidir. Oyunun sondan bir önceki sahnesi bu olacaktır...

Olurlar ve olmazlar

İran'da 56 yıllık monarşiyi yıkan siyasal İslam, bugün Türkiye'de 83 yıllık Cumhuriyeti tehdit altında tutmaktadır. Şubat 1979'da İran'da gerçekleştirilen İslam Devrimi ile İran'ın 27 yılda geldiği nokta ortadadır. İran bugün çağdışı ''Siyasal İslam'' ın koyduğu kurallarla çizilmiş sınırlar içerisinde, karanlık bir yaşamla baş başadır. Türkiye'de yaşamakta olup da İran'a özlem duyanlar bile bu resimden korkar olmuşlardır...

İran'da devrim çok süratli gelişmiştir. Yönetim ve Silahlı Kuvvetler ilk günlerde dağılmıştır. El ilanları ve duvarlara asılan pankartlarla ''Asker; Humeyni 'nin Emri ile Firar Et'' çağrılarıyla parçalanan Silahlı Kuvvetler, yetişmiş kadrolarını ve komuta kademesinin tümünü başlangıçta kaybetmiş, bir yıl sonra Irak'la girişilen savaş (1980- 1988) bu nedenle yönetilemez hale gelmiştir. Hapsedilen ve emekli edilenler hariç sadece kurşuna dizilerek öldürülen generallerin ve amirallerin sayısı 30'u bulmuştur. (Silahlı Kuvvetlerde, Emniyet Teşkilatında, Haber Alma Teşkilatında SAVAK'ta görevli general ve amirallerin, üst düzey yöneticilerin idam kararları, maiyetlerindeki görevliler tarafından infaz edilmiştir.) Bu arada ideolojik nedenlerle, ''özgürlük ve demokrasi'' sloganlarıyla monarşik yönetime karşı çıkarak mollalarla birlikte hareket eden ve ''İran İslam Cumhuriyeti'' özlemiyle mollalara destek veren, Halkın Fedaileri, Halkın Mücahitleri, Yasadışı Komünist Partisi/TUDEH gibi sol kanattaki bütün örgütler tasfiye edilmiş ve yandaşlarının tümü idam edilmiştir.

Devrim sonrasında yönetim mollaların eline geçince ilk uygulama kadınların tesettüre (örtünmeye) sokulması olmuştur... Örtünmeyen kadınların yüzüne yollarda kezzap atılmış ya da yüzleri jiletle parçalanmıştır... Kız ve erkek çocukların okulları ilk günden ayrılmıştır... İçki satan yerler tümüyle tahrip edilmiş ve kapatılmıştır... Müzik ve eğlence programlarının tamamı yasaklanmıştır... Sahipsiz kalan taşınır ve taşınmaz malların hepsi yağmalanmıştır... Eğer ''Bunların hiçbiri Türkiye'de olmaz'' diye düşünenler varsa, geçmişin ve bugünün Türkiye'sinden fotoğrafları yan yana koyarak gelinmiş olan noktayı görmeli ve düşüncelerinin sağlamlığını irdelemelidirler...

Tekrarlanan sahneler

Air France'ın 1 Şubat 1979 tarihli Paris-Tahran seferiyle İran'a dönen Humeyni'yi örnek alarak, elinde Pan American'ın Washington- Ankara seferi için açık tarihli bilet bulunduran bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' bugün yola çıkmak için sabırsızlanmaktadır. Onun gibi, onu karşılayacaklar da sabırsızlanmaya başlamıştır. Bu kişinin yetiştirmeleri onun yolunu gözlemektedirler. Küçük yaştan itibaren beyinleri şekillendirilerek yaratılmış bir neslin mensupları olarak, artık devleti ele geçirme zamanının geldiğini düşünmekte ve ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın liderliğini beklemektedirler. Uçaktan iner inmez onun da ''Ben değiştim'' diyeceğini umut etmektedirler...

''Laik Türkiye Cumhuriyeti, İslam çizgisinden ve Osmanlı yolundan ayrılmıştır'' ,''Allah ve Peygamber emirleri yerine Türkiye'de Atatürk' ün emirleri geçerlidir'' diyen Humeyni'nin Türkiye'deki temsilcileri, bugün ondan daha da ileri gitmişler; işgal ettikleri makamları, bulundukları konumları unutmuş görünerek, başta ''Laiklik'' olmak üzere ''Türkiye Cumhuriyeti'' nin anayasal niteliklerini tartışmaya açacak kadar; devletin en yüce makamlarına, anayasal kurum ve kuruluşlarına saldıracak kadar derin bir ihanet çukuru içine düşmüşlerdir. Bu resim içinde Türkiye'de şeriat ve bölücülük tehlikesi olmadığını söyleyenler de boy göstermiştir. Onların bu kapsamdaki söylemleri belli bir maksada yöneliktir. Bu yolda alınabilecek önlemlerin başlangıçtan itibaren etkisiz kılınması için bir taktiktir. Amaç; tehdidi yok göstererek, şeriat ve bölücülüğe karşı alınabilecek önlemleri engellemek, oluşabilecek direnci önceden yok etmektir! ''Bu millet istedikten sonra laiklik tabii ki elden gidecek'' diyenlerin ve ona destek verenlerin başka türlü düşünmesi zaten mümkün değildir!..
Türkiye İran olabilir mi?

''Türkiye İran olmaz'' , ''olmayacak'' diyebilenler varsa; bugünden tezi yok ortaya çıkmalıdırlar!.. Ulus tümlüğü ve ülke bütünlüğünden yana olan; ''Laiklik'' başta olmak üzere, Cumhuriyetin anayasa ile belirlenmiş temel niteliklerinde hiçbir görüş ayrılığı bulunmayan, ''Atatürk İlke ve Devrimleri'' ni aynı biçimde algılayan, yalnızca isimleri farklı olan ''özgürlükçü sağ'' ın ve de ''halkçı sol'' un liderleri, parti örgütlerinin temsilcileri, her iki hareketin destekçileri, sivil toplum örgütleri ve tüm yurtseverler bir kutsal görev için hemen mücadeleye soyunmalı ve yola koyulmalıdırlar...

Bugün Türkiye'de, ''Laik Cumhuriyet'' in ''İslam Cumhuriyeti'' ne dönüştürülmesi planı, İran arşivinden yararlanılarak oluşturulmaktadır... Bu arşivde yer alan yöntemler kullanılmaktadır... Bölücü ayrılıkçılarla, şeriatçılarla, ikinci cumhuriyetçilerle; özet olarak tüm Cumhuriyet karşıtları ile dayanışma içinde olan bir ''Cumhuriyet Düşmanı'' , şimdi Amerika'da kendisine tahsis edilmiş bir konutta, ''Humeyni'nin Tahran'a Dönüşü'' adlı bir filmi seyretmekte; Esenboğa'da kendisini uçağın merdivenlerinde karşılayan, dizi dibine diz çöküp el öpmeyi çok seven bir başka ''Cumhuriyet Düşmanı'' nın kolunda merdivenlerden aşağı doğru indiğini düşlemektedir...

Bugün Türkiye'nin üzerinde dolaşan bir kara buluttur!.. Türkiye'nin geleceği tehlikelerle doludur!.. Kurtuluş için tek yol ''Ulusal Bütünleşme İçin Birliktelik'' yoludur. Bu yol Türkiye için son umuttur...
merovenj
bak bak bu ateistler de başımıza milliyetçi kesildi müslümanları arab uşağı ilan ediyor
kendilerini Atatürk çü vatansever vay be daha neler göreceğiz.

bak şimdi ezkomo
ateist olan mao veya stalin size daha yakın değil mi ???

ben size mao nun uşakları desem daha doğru olmaz mı

mao ateist olduğunu açıkça belirtmiş ve dinle savaşmıştır.

BAK BABANIZ MAO YA AŞIK BİR SİTE DAHA NEYİ SAVUNUYOR
.


“Ezilen halklar ve uluslar kendi kurtuluşlarını hiçbir veçhile emperyalizmin ve uşaklarının 'akıllılığına' bağlamamalıdırlar; ve ancak, kendi birliklerini sağlamlaştırarak ve ısrarla savaşmaya devam ederek zafere ulaşabilirler.”
- Mao Zedung

“İSYAN ETMEK HAKLIDIR!”
Her Milliyetten Tüm Halk Safları Birleşsin,
YEDİ DÜVELE VE UŞAK İTİ
T.C.'YE KARŞI
YER GÖK İNLESİN!


ezkomo koçum asıl sen bulunduğun safı bir sorgula istersen ???


öğrenci yetiştirme konusunda merak etme biz de boş durmuyoruz(göz oyma tabii mecazi anlamda)


TÜRKİYE iNANÇ TABLOSU

Sayısı % Oranı
Müslüman 70,700,000 99,54
Ateist 75,000 0.11


bu oranlara göre 0.11 ini çok süper eğitmen gerekiyo . senin çok çalışman lazım çok. tongue.gif

bir ateist olarak:
mesela;
anneni,
babanı,
kardeşini öldüren kişinin
öldüğünde
toprak olacağını
ve yaptıklarının
yanına kar kalacağına mı ???
İNANIYORSUN !!!
Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.