haci
May 22 2007, 10:24 PM
Evren uzay, enerji ve maddeden oluşan bir varlıktır.
Maddenin ve enerjinin çeşitli türleri olabilir.
Tartışma konumuz evrenin neyin içinde genişlediğidir.
Evren neyin içinde genişlemektedir?
HACI
cebbar1
May 22 2007, 10:26 PM
Uzayın için de genişliyor.
zannediyorsunuz
May 22 2007, 10:46 PM
evren genişlediğine göre anlık bir zaman diliminde,düşünürsek bir sınırı vardır,bu sınırın dışı neresidir,demek istedi galiba,kabenin gülü haci.
haci
May 22 2007, 10:51 PM
QUOTE(zannediyorsunuz @ May 22 2007, 10:46 PM)

evren genişlediğine göre anlık bir zaman diliminde,düşünürsek bir sınırı vardır,bu sınırın dışı neresidir,demek istedi galiba,kabenin gülü haci.
Hayır...
Öyle demek istemedim..
Bu sınırın dışında ne vardır demek istedim..
Dışının olup olmadığını bile bilmiyoruz..
Kâbe'nin gülü olduğunu bilmiyordum.
Come to think of it...
Herşeyi olduğuna göre, gülü neden olmasın!..
Rengi karadır gülün sanırım..
Beyaz olsa bile kararmıştır...
HACI
mantik
May 22 2007, 11:02 PM
Bu konuda seyrettigim bir belgeselde uzman bir fizikcinin aciklamasina gore, evren bir seyin icinde genislemiyor, evrenin kendisi genisliyor. Yani "mekan" dedigimiz sey genisliyor. Bizim icin anlamasi zor tabi. Neyin icinde genisliyor sorusu gayet normal bizim icin. Ama adamin dedigine gore bu gecerli bir soru degil. Cunku genisleyen sey zaten uzayin kendisi. (Yani icindeki maddeler dagilip genislemiyor, uzayin kendisi genisliyor).
haci
May 22 2007, 11:05 PM
QUOTE(cebbar1 @ May 22 2007, 10:26 PM)

Uzayın için de genişliyor.
Mantıklı bir cevap......
Ama aynı zamanda tartışmalı bir cevap!
Doğruluğunu sorgulamıyorum...
Elbette benim sorduğum sorunun doğru bir yanıtı olabilir. Olmayabilir de..
Ama evrenin uzay içinde genişlediği iddiası, onun hızla genişleyen bir enerji olduğunu ve uzayın bir dokuya sahip olduğunu öngören çağdaş bilimsel kuramlara ters düşen bir açıklamadır.
Tabii bu açıklama doğru olabilir ve çağdaş bilimsel gözlemler yanlış olabilir..
Bunu içtenlikle söylüyorum.
Kimse doğrunun ne olduğunu bilmiyor..
Bu cevap tartışaya saçmalamadan devam etmek için bir mihenk taşı veya atlama noktası olabilir.
Umarım
zannediyorsunuz da bu tartışmaları izliyordur..
HACI
haci
May 22 2007, 11:12 PM
QUOTE(mantik @ May 22 2007, 11:02 PM)

Bu konuda seyrettigim bir belgeselde uzman bir fizikcinin aciklamasina gore, evren bir seyin icinde genislemiyor, evrenin kendisi genisliyor. Yani "mekan" dedigimiz sey genisliyor. Bizim icin anlamasi zor tabi. Neyin icinde genisliyor sorusu gayet normal bizim icin. Ama adamin dedigine gore bu gecerli bir soru degil. Cunku genisleyen sey zaten uzayin kendisi. (Yani icindeki maddeler dagilip genislemiyor, uzayin kendisi genisliyor).
Merhaba sevgili Mantık...
Güzel bir cevap..
Ama tatmin edici değil..
Çünkü mevcut olan şey ki genişliyor, yalnız kendisinden mi ibaret?
Bu durumda sorun devam ediyor..
Ve ilginç olarak giderek İslam'ın Allah kavramına daha çok benzemeye başlıyor...
Herşey yalnız bu mu?
Yoksa bu kendisinden büyük bir şeyin içinde mi?
Değilse o şeyin doğası ne?
Bu soru anlamsız demek, yanıtı bilmiyorum demekle özdeş değil mi?
Selamlar..
HACI
NOT: Nihayet aramıza katıldın.. Senin için endişe etmeye başlamıştım..
Neden mi? İnsanlar hiç belli olmuyor.. Belli bir yaştan sonra namaza başlayan bazı ateistlerin varlığından bahsediliyor..
Sen de yaşlanıyorsun.. Değil mi?
keeeeeeeeeeh keh kehhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
anhedonik
May 22 2007, 11:27 PM
bu doğrudan varlık yokluk algı ile ilgili gibi geliyor bana.
bilimde tanımlar çok öenmlidir. işte bazı kuramlar ve kabuller üzerinde de olsa bu böyledir.
uzay ne evren ne gibi sorularla donandım bir anda.
sadede gelirsek uzay var mı ? nasıl yani ki ? şöyle yani; şimdi uzaydaki metre küpe yüz milyon düşen nötrinoları felan bir kenera bırakırsak, uzaydan aldığımız bir kesitin (olsun bir metreküp) içinde ne vardır ? işte bence olay budur. az daha gayret edin ve soruya cevap verin,
hiçbir şey. peki noktayı şöyle koyalım. uzaydan aldığımız bir kesitin içinde hiçbir şey var mıdır ? yok mudur ? biz yokluğu da ancak var ederek mi algılıyoruz yoksa ? bir şeyi önce var ediyor ve böylece algılıyoruz. olmayan bir şeyden bahis de edemeyiz. uzayın olmadığını bir şeylerin varlığına dayanarak mı söylüyoruz ? yoksa uzayın olduğunu içinde bir şeyler olmasına dayanarak mı söylüyoruz ?
bakınız

benzeri bir şeyi daha önce merak etmiştim,
bir bilgisayara vampiri anlatmak
işte
bilgisayar sizi takar mı
ciddiye alır da inanır mı
çok zor yani
bak türev , integral filan oyle de canımı ye ama vampir bilemiyorum
kim kasarsa ona girsin diyorum.
bilgisayarlar 0-1 mantığıyla çalışırlar.
vampir vardır 1 devre açık.
aslında yoktur 0 devre kapalı.
sonuç vampir yoktur.
bir bilgisayara vampiri anlatamazsınız.
http://sonbir.blogspot.com/2005/08/bir-bil...i-anlatmak.htmlburadaki espiri de biraz böyle, uzay yoktur diyorum. bakalım ne olacak ?
mantik
May 22 2007, 11:30 PM
Ilahi Haci...
Benim namaza niyaza falan baslamam biraz zor. Artik ben iflah olmam kolay kolay..
Benim sorunum sadece zamansizlik. Onun icin pek katilamiyorum foruma eskisi gibi.
Evrenin genislemesine gelince, adamin aciklamasi beni de tam tatmin etmedi zaten. Yani sana hak veriyorum. Evren sonsuz olsa, bunu anlamak benim icin genisleyen bir evreni anlamaktan daha kolay. Ama ne yapacaksin, konusunun uzmani adamlar ne diyorsa onlari dinliyoruz mecburen.
mantik
May 22 2007, 11:35 PM
Anhedonik,
Senin aciklamani anlayabilirim bu konuda. Dediklerin mantikli. Ama bu da evrenin sonsuz bosluk oldugu kabulune dayaniyor. Icinde ancak birsey olunca var kabul ediliyor bu bakis acisina gore, ki bu bence mantikli. Ama uzmanlar diyor ki mekanin kendisi genisliyor. Daha once var olmayan mekan, varolmaya basliyor. Bu mekanin nereden ciktigini sorma, cunku ben onu anlayamiyorum.
anhedonik
May 23 2007, 12:00 AM
Mantık,
Ne yazık ki ben senin söylediklerini anlamaktan uzağım. Zira buradaki sorun da biraz bu, yani mekan genişliyor ne demek ? Nerede genişliyor ? Ben bildiğim kadarıyla tanımlar bizi aydınlatsın. Evren uzayda genişleyen bir şey ? Belki başka evrenler bile olabilir bu uzayda kimbilir ? belki başka başka uzaylar da vardır ? Bence burada sorun yok! Sorun şu (tanımı doğru sayarsak,) evren uzayın içinde !!! peki uzay neyin içinde ? bu çok bildik bir açmaz.
bence boşa kasmayalım uzay olmasın, mekan da zaman olsun. buna ne diyecek acaba uzman fizikçiler ? zaman sürekli artıyor bir bakıma ????? buna da mekanda genişleme diyoruz. şimdi biraz da alt yapı oluşturalım. tekillik (ki sanırım hacı baba bunu sevecek) için zaman yoktur. mesela bir tekillik nereye ne uzaklıktadır ve hangi hızla başka bir yere gidebilir ? o zaman tekillik için zaman da yoktur mekan da. peki bu amcam iki tane olunca ???????? işte zaman doğdu. bir şeyin iki olması için arada mesafe şarttır. hani "iki şey aynı anda aynı yerde olmaz" ilkemiz var ya !!! peki ikisi arasında bir mesafe varsa bu mekan oluyor yanlış mıyım ? iki nokta arasında hiçbir hareket, hiçbir kuvvet olmasa bile (ki bu da mümkün değil ama) bunlar birbirlerine göre ne zaman bu durumu almışlardır ? düşünün ki hiçbir hareket ya da kuvvet ya da hiçbir başka parametre olmasa bile bunlar için muhakkak bir zaman öngörüsü doğuyor. o zaman diyorum ki uzay yoktur mekan da zamandır. bakalım bu iki postülatımı göğsünde yumuşatacak biri çıkacak mı ?
Vendetta
May 23 2007, 12:27 AM
Bilim teknik bu ay yazmış illa bişeyin içinde genişlemek zorunda değil diye

Ben onların yalancısıyım
haci
May 23 2007, 12:28 AM
Bu konuda şöyle düşünüyorum:
Mantık'ın değindiği bir uzman var mı?
Biz de en azından o uzmanlar kadar uzman değil miyiz?
Benim sorduğum aslında bir felsefe sorusu.. Bilimsel bir soru değil..
Çünkü bilim bilinmeyenle uğraşmaz.
Bu soruyu sormamın nedeni son yıllarda bilimsel kılıklı magazinlerde ortaya atılan son derece cüretkar iddialar..
Multiversler.. Parelel evrenler.. Zaman girdapları.. Ve diğer saçmalıklar.
Evren dışında bir boşluk olmayınca onlar da olamaz..
Mantık'ın bu açıklaması tek kelime ile bilimesel kurgulara, spekülasyonlara bir limit koyuyor.
Bu arada parelel evrenler ve multiversler gibi saçmalıklara da bir limit koyuyor.
Doğrusu onlardan nefret ediyorum ama, insan imajinasyonuna bir sınır koymaktan da hoşlanmıyorum.
Ayrıca insan aklı başka türlü düşünemiyor..
Bir şey varsa, onun nerede olduğu sorusunu sormak tümüyle insansal bir zorunluk..
Allah bunun en tipik örneği..
Allah varsa nerede var?
Hani şöyle küçük bir şey falan olsa sorun yok..
Ama öyle olmadığı söyleniyor..
Evrenin bir yalancı zerrenin false vacuum olarak genişlediğinden bahsediliyor.
O yalancı zerre nerede idi?
Bizim evren o yalancı zerrenin kendisi ise, o nerede idi diye sormak hiç de mantıksız değil..
Değil mi?
Selamlar..
HACI
cebbar1
May 23 2007, 02:14 AM
Uzay sonsuzdur.
Uzay mekandır.
Evren uzay içinde genişler.
Evren=uzay+madde
haci
May 23 2007, 02:37 PM
Evrenin neyin içinde genişlediği bende önemli bir sorudur.
Hatta diyebiliriz ki evrenin kökenini araştıran bilim için daha önemlisi olmayan temel bir sorudur.
21'nci yüzyılda fizik evrenin ortaya çıkışı ile ilgili sorunları araştırmaya önem verecektir.
Bilimsel yaratılış öncelik kazanacaktır. Bu konuda şimdiden ihmal edilmesi olanaksız gözlemler yapılmış ve kuramlar ortaya atılmıştır.
Bu kuramların en önemlisi Alan Guth'un genişleme kuramdır.
Bu kurama göre sınırsız hiçbirşeylikte doğup batan, yanıp sönen virtual particle'lar vardır. Onlara biz yalancı zerreler diyoruz.
Hiçbirşeylik sonsuzdur. Ama hiçbirşeylik bizim anladığımız anlamda yokluk değildir.
Hiçbirşeylikte vaküm enerjisi vardır. Bazı quantum yasalar vardır. Bu yasalara göre hiçbirşeylikte enerji açığa çıkması olasalığı sıfır değildir.
14 milyar yıl kadar önce bu yalancı zerrelerden biri false vacuum olmuştur.
Burada false geçici anlamına gelmektedir. Vacuum ise negatif enerjidir.
Big Bang'in fiziği bölümünde bunun ayrıntılarına değinmiştim.
http://forum.ateizm.org/index.php?showtopic=346Burada tekrarlamaya gerek yok.
Bu kurama göre evren hiçbirşeylik içinde genişlemektedir.
İlginç olarak genişleyen madde ve enerji içeren uzay boşluğudur.
Bu boşluyun bir dokusu olduğundan bahsedilmektedir.
Tabii uzayın içinde, evrenin bir köşesinden diğer köşelerine doğru yayılan çekim ve elektromanyetik dalgaların varlığını dikkate alırsanız, uzayın bir dokusunun olması son derece mantıklı bir açıklamadır. Uzayın dokusuna katılan başka güçler de olabilir. Zaman da uzayın yapı taşlarından birisi olabilir.
Bütün bunları söyledikten sonra uzayda varlıklarından haberdar olduğumuz yalancı zerrelerin Hiçbirşeylikten kalan zerreler olduklarına inanmak zorundayız.
Casimir etkinin yalancı zerrelerin varlığına işaret ettiğine inanılmaktadır.
Bir yalancı zerre false vacuum olup genişlerken, içinde genişlediği hiçbirşeyliğin yapısını oblitere etmemiş ve onların yerini almamış olabilir.
Yani uzayda yalancı zerreler vardır.
Bu kuram multiverslerle de bağdaşmaktadır.
Tabii evrenin dışına hiç bir zaman çıkılamayacağı ve orada ne olduğu bilinemeyeceği için bu görüş bir spekülasyondan başka bir şey değildir.
Ama şimdiki kuram ve gözlemlerin ışıında mantıklıdır..
Selamlar..
HACI
CultureClub
May 23 2007, 02:44 PM
20 yıl önce

Bilim ve Teknik de Asimov şöyle diyordu;
Madde,boşluk içinde genişliyor.
Maddenin henüz ulaşmadığı her yer boş.Bu boşluk da sınırsız.
Ben de böyle olabileceğini düşünüyorum.
haci
May 23 2007, 03:24 PM
Uzayı da madde kabul edersek, bu açıklama yapılan gözlemlerle bağdaşıyor.
Tabii uzayın bir dokusu olduğunu ileri sürmek onun da bir tür madde olduğunu kabul etmek demek oluyor.
Uzay çoğu kere uzay-zaman (uzam) olarak isimlendiriliyor.
Sonunda sorun yine neyin genişlediğine gelip takılıyor.
Uzay genişlerken diğer madde ve enerjileri de kendisi ile birlikte dışa doğru sürüklüyor.
Sanki uzayla madde ve enerji arasında bir takım bağlar var.
Uzay son derece gizemli bir boşluk.. Yokluk değil.
Hiçbirşeylik içinde genişleyen bir varlık..
Bu konuda en bilgili fizikci bile tatmin edici açıklama yapamıyor.
Çünkü nihayet bilginin bir sınırı var. Onu aşmak mümkün değil.
O sınıra gelince spekülasyonlar başlıyor.
Fizik, fizik-metafizik sınırını zorluyor..
Bakalım bu konuda daha neler söylenecek.. Ne saçmalıklar yapılacak..
Ne ilginç hipotezler ortaya atılacak..
Kurgu bilimi sevenler için güzel bir meşgale..
HACI
cebbar1
May 23 2007, 03:51 PM
Genişleyen maddedir.
Örneğim biraz saçma olabilir.Ama bana göre olan bu.
Örneğin vakum altında balonun şişmesi gibi.
Moleküller arası mesafe nasıl değişiyorsa uzayda da durum aynıdır.
Aynı şekilde karadeliklerde de basınç altında balon büzülür.
Ne kadar büzüleceğini ışığı da yuttuğu için gözlemleyemiyoruz.
Fuzûlî
May 23 2007, 06:53 PM
Evrenin uzayın içinde genişlediğini söylemek bir bakıma kaçamak bir cevap vermektir. çünkü bu cevap bu sefer de evren uzayla birlikte mi genişliyor sorusunu sormayı gerektirir. Eğer bu soruya da "uzay ile birlikte genişliyor" cevabını verir isek bu sefer de "uzay neyin içinde genişliyor" sorusunu sormak gerekir. gördüğünüz gibi sorulardan kaçış yok
bir başka başlık altında yazdıklarımı buraya da yazayım. Uzay biçimdir; burada söylemek zorundayım ki yine yerim dar, çok ayrıntısına giremeyeceğim. teferruatlı bir meseledir, böyle internet üzerindne anlatılamaz, anlatmak da doğru değildir.
Ancak uzayın bir dokusu var ise bu doku süptil bir enerjiden oluşuyor olabilir; belki fizik yeniden esir teorisini kabul eder bir gün.
Evrenin ve Uzayın içinde ve içine genişlediği şey ise pure energy dir. O her yerdedir, madde değildir, herşeyin yapısında içkindir, özdür, tözdür. An'dır Zaman'dır, histir, bilinçtir. Evreni ve uzayı Muhittir.
Sevgiler.
CharlesDarwin
May 24 2007, 01:04 AM
Dün bilim ve teknik dergisinin bu ayki ekini karıştırdım. Evren hakkındaki modellerden bahsediyor. Sanırım takip etmeyeli yıllar geçmiş. Bir zamanların standart modeli terk edilmek üzereymiş. Dönüşümlü evren modellerini daha rağbet görmeye başlamış. Hacı bu konuların piridir. Sevgili hacı standart model terk mi edildi? evren bir zaman sonra tekrar kendi içine çökecek ve big bang tekrarlayacak mı?
Babam ölürken ona şöyle demiştim: "Biz bu hayatları sonsuz bir döngüde yaşıyoruz. Eğer ölürsen baba ölümünle beraber tekrar doğumun gerçekleşecek ve aynı hayatı yaşayacaksın". Bunu biraz teselli olsun diye söylemiştim. O da biraz inançsızdı ve yok olmak istemiyordu. Yok olmayacağını anlatmak istemiştim.
Eğer evren sonsuz bir döngü içinde ise bir teselli bir gerçek olabilir mi?
Fuzûlî
May 24 2007, 08:10 AM
QUOTE(anhedonik @ May 24 2007, 01:50 AM)

özdür tozdur off ruhtur esirdir, hacı baba bu arkadaşlara hep sen ön ayak oluyorsun bunu bilesin

yok uzayın dokusu varmış bilemem ne! birisi de çıkıp diyecek elbette bakın ayet diye. ben o harn yahy yalakası arkadaşın merakındayım. neyse yok öyle bişi öyle ki benim zaman mekandır tezimi bile çürütemediniz eheheeh. bu tamamen felsefedir. kasmayın.
Sayın Anhedonik,
asmış olduğunuz bu ileti bana farsçadan dilimize geçmiş hoş bir atasözünü hatırlattı.
"men çı guyem, tamburem çı guyed"internetten arama zahmetine katlanmayın ben anlamını yazayım buraya. "Ben ne söylüyorum, tamburum ne çalıyor" siz kendi çürütülememiş zaman mekandır teorinizi buraya yazıp tartışmak istiyorsanız tartışın.
yazılanlar hakkında konuşmaya gayret edelim lütfen. Bilim forumunu da cafeye dönüştürmeyin, orası yeterince hakaretamiz ve saygısız tavırlara müsade ediyor.
şu ön ayak olma meselesi ise sizi ancak gülünç kılıyor; geçiyorum..
birileri ayetten delil bulacak diye bilimsel meseleleri konuşmayacak mıyız? her açıdan mantık garabeti....
şimdi bu iletiden dolayı daha da sinirlenip saldırmaya devam ederseniz, sabrım el verdiğince size cevap vermeyeceğim. umuyorum sabrım daha uzun süre elverir.
cebbar1
May 24 2007, 02:27 PM
QUOTE(anhedonik @ May 23 2007, 01:00 AM)

Mantık,
Ne yazık ki ben senin söylediklerini anlamaktan uzağım. Zira buradaki sorun da biraz bu, yani mekan genişliyor ne demek ? Nerede genişliyor ? Ben bildiğim kadarıyla tanımlar bizi aydınlatsın. Evren uzayda genişleyen bir şey ? Belki başka evrenler bile olabilir bu uzayda kimbilir ? belki başka başka uzaylar da vardır ? Bence burada sorun yok! Sorun şu (tanımı doğru sayarsak,) evren uzayın içinde !!! peki uzay neyin içinde ? bu çok bildik bir açmaz.
bence boşa kasmayalım uzay olmasın, mekan da zaman olsun. buna ne diyecek acaba uzman fizikçiler ? zaman sürekli artıyor bir bakıma ????? buna da mekanda genişleme diyoruz. şimdi biraz da alt yapı oluşturalım. tekillik (ki sanırım hacı baba bunu sevecek) için zaman yoktur. mesela bir tekillik nereye ne uzaklıktadır ve hangi hızla başka bir yere gidebilir ? o zaman tekillik için zaman da yoktur mekan da. peki bu amcam iki tane olunca ???????? işte zaman doğdu. bir şeyin iki olması için arada mesafe şarttır. hani "iki şey aynı anda aynı yerde olmaz" ilkemiz var ya !!! peki ikisi arasında bir mesafe varsa bu mekan oluyor yanlış mıyım ? iki nokta arasında hiçbir hareket, hiçbir kuvvet olmasa bile (ki bu da mümkün değil ama) bunlar birbirlerine göre ne zaman bu durumu almışlardır ? düşünün ki hiçbir hareket ya da kuvvet ya da hiçbir başka parametre olmasa bile bunlar için muhakkak bir zaman öngörüsü doğuyor. o zaman diyorum ki uzay yoktur mekan da zamandır. bakalım bu iki postülatımı göğsünde yumuşatacak biri çıkacak mı ?
Zamanın ölçme birimi olan saniye nasıl tespit edilmiştir?
deicide
May 24 2007, 04:16 PM
QUOTE(anhedonik @ May 23 2007, 12:27 AM)

sadede gelirsek uzay var mı ? nasıl yani ki ? şöyle yani; şimdi uzaydaki metre küpe yüz milyon düşen nötrinoları felan bir kenera bırakırsak, uzaydan aldığımız bir kesitin (olsun bir metreküp) içinde ne vardır ? işte bence olay budur. az daha gayret edin ve soruya cevap verin, hiçbir şey. peki noktayı şöyle koyalım. uzaydan aldığımız bir kesitin içinde hiçbir şey var mıdır ? yok mudur ? biz yokluğu da ancak var ederek mi algılıyoruz yoksa ? bir şeyi önce var ediyor ve böylece algılıyoruz. olmayan bir şeyden bahis de edemeyiz. uzayın olmadığını bir şeylerin varlığına dayanarak mı söylüyoruz ? yoksa uzayın olduğunu içinde bir şeyler olmasına dayanarak mı söylüyoruz ?
QUOTE(haci @ May 23 2007, 03:37 PM)

Bu kuramların en önemlisi Alan Guth'un genişleme kuramdır.
Bu kurama göre sınırsız hiçbirşeylikte doğup batan, yanıp sönen virtual particle'lar vardır. Onlara biz yalancı zerreler diyoruz.
Hiçbirşeylik sonsuzdur. Ama hiçbirşeylik bizim anladığımız anlamda yokluk değildir.
Hiçbirşeylikte vaküm enerjisi vardır. Bazı quantum yasalar vardır. Bu yasalara göre hiçbirşeylikte enerji açığa çıkması olasalığı sıfır değildir.
...
...
Bu kurama göre evren hiçbirşeylik içinde genişlemektedir.
İlginç olarak genişleyen madde ve enerji içeren uzay boşluğudur.
Bu boşluyun bir dokusu olduğundan bahsedilmektedir.
Tabii uzayın içinde, evrenin bir köşesinden diğer köşelerine doğru yayılan çekim ve elektromanyetik dalgaların varlığını dikkate alırsanız, uzayın bir dokusunun olması son derece mantıklı bir açıklamadır. Uzayın dokusuna katılan başka güçler de olabilir. Zaman da uzayın yapı taşlarından birisi olabilir.
QUOTE(Fuzuli @ May 23 2007, 07:53 PM)

Ancak uzayın bir dokusu var ise bu doku süptil bir enerjiden oluşuyor olabilir; belki fizik yeniden esir teorisini kabul eder bir gün.
Evrenin ve Uzayın içinde ve içine genişlediği şey ise pure energy dir. O her yerdedir, madde değildir, herşeyin yapısında içkindir, özdür, tözdür. An'dır Zaman'dır, histir, bilinçtir. Evreni ve uzayı Muhittir.
Kuantum kuramına göre, Dirac'tan bu yana biliyoruz ki, boş uzay, yani içinden
her şey çıkartılmış uzay, bomboş değildir. Her şeyi çıkartsanız bile, boşluğun içinde rasgele karşıt parçacıklar kısa süreliğine çıkar ve birbirlerini yok ederler. Casimir etkisi bu öngörüyü doğrular. Dolayısıyla, boş uzayın enerji düzeyi, 0 noktasının az üzerinde ve altında dalgalanır. Aynı şekilde, kuvvetlerin parçacık değişimiyle taşınması modeli bu açıklamaya dayanır. Örneğin
boş bir bölgenin ortasındaki tek bir elektron,
boş bölgeden sürekli kaynar gibi ortaya çıkan fotonlarla etkileşim halindedir. İkinci bir elektron da aynı şekilde bu fotonlarla etkileşim içinde olacaktır ve ortaya çıkan net etki, bu iki elektronun uzaklıklarının karesiyle ters orantılı bir kuvvetle birbirlerini itmelerine neden olacaktır. Kütle çekimi de aynı şekilde gravitonlarla açıklanmaktadır ancak yüklü parçacıklarla etkileşen fotonların aksine, gravitonlar gözlenemedikleri için, bu bir hipotezdir.
Parçacık çiftlerinin çıktığı uzay, birbirine dik üç yönde uzanır, bu yüzden bu olayın yeraldığı uzay dediğimiz yer, üç boyutludur. Kuramsal olarak, içinde bu olayların geçmediği, dolayısıyla o tarafa buradan "yol" bulunmadığı, 4., 5., ... boyutlar varsayılabilir. O taraf, bizim, 0 seviyesi altında ve üstünde dalgalanan, içinde parçacıkların kaynaştığı, etkileşimlerin olduğu ve dolayısıyla parçacıkların erişimine açık üç boyutlu uzayımızın tersine, gerçekten
bomboş olabilir ve dolayısıyla oradan buraya herhangi bir etki gelmiyor, buradan da oraya herhangi bir etki gitmiyor olabilir. Evren de bu ek boyutların içinde genişliyor olabilir. Ama böyle bir sav yanlışlanamaz, böyle bir savı yanlışlayabilecek bir deney tasarlanamaz, dolayısıyla bilim açısından
yok hükmündedir. Ayrıca, evrenin genişlemesi için böyle bir uzay zorunlu değildir. Evrenin tüm uzaklıklar artacak şekilde genişlemesi, böyle bir varsayımı zorunlu kılmaz.
deicide
May 24 2007, 04:21 PM
QUOTE(cebbar1 @ May 24 2007, 03:27 PM)

Zamanın ölçme birimi olan saniye nasıl tespit edilmiştir?

Zaman, uzunluk, kütle ve elektrik yükü gibi temel bir birimdir. Tespit edilmez, tanımlanır. Keyfi olarak alınır ve bu temel birimdir denir. MKS sistemi Metreyi uzunluk, kilogramı kütle, saniyeyi de zamanın temel birimi olarak alır. Buna alternatif olarak, kendi karışını, kütleni, nefes alma süreni, ölçmede duyarlılık sorunlarını göze almak kaydıyla -ki MKS sisteminde de aynı sorun daha küçük ölçekte olmasına karşın vardır- , temel birimler olarak alabilirsin.
cebbar1
May 24 2007, 04:32 PM
QUOTE(deicide @ May 24 2007, 05:21 PM)

Zaman, uzunluk, kütle ve elektrik yükü gibi temel bir birimdir. Tespit edilmez, tanımlanır. Keyfi olarak alınır ve bu temel birimdir denir. MKS sistemi Metreyi uzunluk, kilogramı kütle, saniyeyi de zamanın temel birimi olarak alır. Buna alternatif olarak, kendi karışını, kütleni, nefes alma süreni, ölçmede duyarlılık sorunlarını göze almak kaydıyla -ki MKS sisteminde de aynı sorun daha küçük ölçekte olmasına karşın vardır- , temel birimler olarak alabilirsin.
Günümüz de bütün birimler ışığın boşluktaki hızına göre tanımlanmıştır.
Ve ışığın hızına bağımlıdır.
Işığın hızı deneysel olarak saptanmıştır.
Bu tespit değil mi dir?
deicide
May 24 2007, 04:57 PM
Evet tespittir. Işığın hızı, tanımlanmış olan uzunluk ve zaman ölçü birimlerine göre tespit edilmiştir. Metre budur, saniye de budur diyoruz. Buna göre, ışığın hızı da şu kadar metre/saniyedir diye tespit ediyoruz. Eğer uzunluk birimi karış, zaman birimi de nefes alma süresi olsaydı, o zaman ışığın hızını buna göre ölçerek tespit edecek ve şu kadar karış/nefes alma süresi diyecektik.
mantik
May 24 2007, 06:37 PM
Sorun fizikcilerin konuyu matematiksel olarak tanimlamasi fakat bunu kelimelere dokememesi ve gozumuzde canlandirabilecegimiz bir forma sokamamasinda.
Bu 4 boyutlu bir kup tanimlamaya benziyor. Tanimlayabilirsin ama gozunun onunde canlandiramazsin. Aslinda bu fazlalik boyutlarin sozunun edildigi her durumda gecerli. Matematikte yer alan fakat zihinde canlandirilamayacak tek sey ekstra boyutlar degil elbette ama bu guzel orneklerden biri.
Evrenin nasil genisledigini aciklamak icin bilim adamlarinin verdigi en yaygin ornek, evrene sisirdigimiz bir balonun yuzeyine benzetmektir. Balonun uzerine kucuk noktalar cizerseniz ve bu noktalari evrendeki galaksilere benzetirseniz, balonu sisirdiginiz zaman bu noktalarin arasindaki mesafenin artmasi gibi, evrende de galaksiler arasindaki mesafe artmaktadir, cunku aynen sisirdikce balonun yuzeyinin genislemesi gibi, evrenin 3 boyutlu yapisi da genislemektedir.
Mevcut aciklamaya gore evrenin bir siniri yoktur fakat evren sonsuz da degildir. Aynen bir kurenin yuzeyinin sonlu fakat sinirsiz olmasi gibi. Kurenin yuzolcumu hesaplanabilir ve bu sonlu bir degerdir, fakat kure uzerinde seyahat ederseniz bir sinirla karsilasmazsiniz, olsa olsa basladiginiz yere donersiniz. Iste yasadigimiz evren de bu kure orneginin 4 boyutlusu fizikcilere gore. Yani teorik olarak evrende ayni yonde seyahat ederseniz, basladiginiz yere donebilirsiniz. (Tabi bu mumkun olmadan cok daha once evren yok olacaktir baska yorumlara gore).
Sorun su, burada akla hemen "ama balonun iki boyutlu yuzeyi, ucuncu boyut icinde genislemektedir, peki evren neyin icinde genislemektedir" sorusu gelir. Yani evrenin genislemesi ancak extra boyutlarin varligiyla mumkun olabilirmis gibi gozukuyor bu bakis acisina gore. Fakat bu konuda da fizikcilerin dedigi, bunun gunluk tecrubelerimizde dogru oldugu ama matematiksel olarak balonun baska birseyin icinde olmak zorunda olmadigidir. Aynen 3 boyutlu bir uzayin matematiksel olarak daha yuksek boyutlu bir uzayin icinde olmak zorunda olmadigi gibi.
Fakat bu konuyu sadece matematiksel olarak tanimlayip, bunun dis dunyaya oldugu gibi uygulanabilecegini farzetmek oluyor bana gore. Bence insan zihninde, gercek dunyada varolamayacak seyler de tanimlanabilir. Matematik de insan zihninin bir urunu oldugundan, matematiksel olarak tanimlanan herseyin dis dunyada bir karsiligi olmak zorunda degil. (Tabi buna katilmayan bakis acilari da mumkun, fakat benim su anki fikrim bu sekilde). Dolayisiyla, extra boyuta ihtiyac duymadan mevcut evrenin genislemesi gibi bir aciklama, matematiksel olarak mumkun olsa da, bence fiziksel olarak mumkun degildir. Dolayisiyla, evrenin teorik fizikcilerin acikladigi sekilde genislemesi bana gore ancak extra boyutlarin varligi kosulu altinda mumkundur.
Fakat extra boyutlar var midir? Fizikte gunumuzde konu sikca bu noktaya dayanmaya basladi. String teorilerinin (ya da M teorisi diyelim artik) acikca ortaya koydugu bir soru bu zaten. Bu teori sadece bir degil, cok sayida fazlalik boyutun varligini sart kosar. Bu teorinin savunucularina gore, biz bunu zihnimizde canlandiramasak da, sagduyumuza aykiri da gozukse, fazlalik boyutlar, hem de soyut, matematiksel anlamda degil, bildigimiz fiziksel anlamda fazlalik boyutlar mumkundur, fakat biz bunu gozumuzde canlandiramiyoruz. Bu konu Brian Greene'in aciklamasina gore, uzaktaki bir elektrik telinin bize uzaktan ve yakindan nasil gozuktugu dusunulerek anlasilabilir. Uzaktan baktiginizda elektrik teli tek boyutlu gibi gorunur, kalinligi bile uzunluguna kiyasla cok kucuk oldugundan sanki yokmus gibi gozukur, hatta bir de ucuncu boyuttaki kendi uzerine kivrilmis seklini dusunurseniz (sonucta bu tel bir silindirdir), fazlalik boyutlara sahip olmasina ragmen bize nasil tek boyutlu gibi gorundugunu anlayabilirsiniz bu fizikciye gore. Iste string teorisinin savunucusu fizikciler, yasadigimiz evrenin de bu sekilde cok boyutlu oldugunu, fakat bu fazlalik boyutlarin algilanamayacak derecede kucuk oldugunu soyler.
Simdi, bu noktada, fazlalik boyutlarin varligi konusunda string teorisyenlerinin dediklerini kabul etsek bile, onlarin aciklamasina gore bu fazlalik boyutlar ancak algilanamayacak derecede kucukse varolabilir. Fakat bizim evrenin genislemesi probleminde ihtiyac duydugumuz fazlalik boyut, 3 uzay boyutu gibi buyuk olmali. Dolayisiyla, aciklamalarda yine birseyler eksik.
Gerci bazi string teorisyenlerine gore, bu ekstra boyutlarin bir kismi buyuk de olabilir. Ama eger oyleyse, sorun yine baslangic noktamiza donuyor. O zaman bu fazlalik boyutlari niye algilayamiyoruz?
Bir bakis acisi, bu konuyu tarihten ornekler vererek insan zihninin gecmiste ve hatta gunumuzde de yanildigi baska konulara benzetiyor. Ornegin, dunyanin duz gorunmesine ragmen aslinda yuvarlak olmasi. Algilarimiz bizi dunyayi duz gibi dusunup hayal etmeye iter, fakat eger istersek baska ipuclarina bakarak dunyanin yuvarlik oldugunu anlayabiliriz derler. Hatta bu yuzden bu konu yuzyillarca insanlari yaniltmistir ve dunyanin duz oldugunu dusunmelerine yol acmistir denir. Hatta sagduyu geregi dunyanin duz kabul edilmesi gerektigi, fakat bilimde bazi gerceklerin sagduyuya aykiri oldugu gibi bir fikri de okudugumu hatirliyorum bir yerde.
Benzer sekilde, asagi, yukari gibi kavramlara zihnimizin alismis olmasi ve bu kavramlarin uzaya cikinca yok olmasi ve bunun astronotlarda cok ilginc, hic alisilmadik duygulara yol acmasi, vs. bu konuda verilebilecek baska ornekler arasinda. Deniyor ki, insan zihni dunyada ve gunluk yasamda alistigi algisal cerceveye hapsolmustur, bunun disina cikmakta zorlanir. Bilimde bazi gercekler ise bu algisal sartlanmalarin disina cikmayi gerektirir ve bazi seylerin kavranmasi bunun icin zordur derler.
Sonuc olarak bu konuda benim de kafam karisik. Algilayamadigimiz fazlalik boyutlarin varligi mumkun mu? Icimden gelen her turlu ses mumkun degil diyor. Eger bu boyutlar varsa, bu benim anlayabilecegim birsey degil. (Hicbirimizin degil).
Ayrica, algilanamayan boyutlarin varligindan bahsetmek, bir tur metafizik yapmaktir gibi de dusunulebilir. Eger bu boyutlarin varligini en azindan dolayli olarak gosterecek bazi yollar yoksa. Ki string fizikcileri bunu mumkun kilabilecek bazi deneyler oneriyorlar. Eger gelecekte fizikciler bu tur deneyleri gerceklestirir ve fazlalik boyutlarin kanitlarini bulurlarsa, ne ala. Aksi takdirde bu konunun matematiksel spekulasyondan ote bir yani kalmayacaktir.
Tabi bu dedigim, string teorisinin bahsettigi fazlalik boyutlar icin gecerli daha cok. Evrenin genislemesi icin fazlalik boyut gerekip gerekmedigi mechul. Matematiksel olarak gerekmiyor ama ben fiziksel olarak baska seklini goremiyorum bu isin. Eger bir yolu varsa, bunu duymak isterim.
haci
May 24 2007, 09:21 PM
Bence insanlık boyutlar konusunda yanılıyor.
Matematiğin sonsuz sayıda boyutu tanımlayabilmesi, onların varlığının kanıtı değildir.
Ayrıca boyutları bir iki ve üç şeklinde saymak da anlamsızdır..
Ne tek boyutlu bir cisim vardır, ne de iki boyutlu bir cisim var olabilir.
Bütün cisimler üç boyutludur.
Zaman dışında dördüncü boyut da anlamsızdır. Çünkü algılanamaz. Gösterilemez.
Bir cismin üç boyutlu olması beş veya iki boyutlu cisimlerin kuramsal olarak bile var olmaları demek değildir.
Boyut üçlü ve tek bir kavramdır. Somut olarak var olan tek kavramdır.
Bizim günlük yaşamımızda kullanabileceğimiz ve bizim doğayı anlamamızı sağlayacak başka boyut yoktur.
Onlar yalnız fantazi aleminde vardırlar.Onlarla biz gerçek dünyayı anlayamayız.
Melekler ve cinler gibi şeylerdir onlar.. Çok boyutlar bazı gözlemleri açıklamada kullanılabilirler ama, şeytan da birçok bilinmeyeni açıklamada kullanılan bir kavram değil midir?
Ek boyutlar abesle iştigaldir..
HACI
mantik
May 24 2007, 09:56 PM
Fazlalik boyutlarin varligi konusunda ben de ikna olmus degilim. Hatta su anki kabulum varolmadigi yonunde. Ama o durumda da evrenin nasil olup da genisledigini anlayamiyorum. Cunku genislemenin gerceklestigi bir boyut olmadan evrenin genislemesi zihnimin alabilecegi birsey degil. Ama tabi zihnim fazlalik boyutlari da almadigi icin, aslinda bu konuyu iki sekliyle de anlayabildigim soylenemez. Bir seyin matematiksel olarak tanimlanmasi baska, gercek dunyadaki karsiligi baska. Bu konuda bu ikisi arasinda bir kopukluk var gibi geliyor bana.
Kimbilir, belki evrende olculen kizila kaymanin baska aciklamasi bulunur ilerde ve evrenin genisledigini dusunmek zorunda kalmayiz. O zaman durum benim gozumde daha anlasilir bir hal alir. Gerci bu kucuk bir ihtimal ama su anki haliyle mevcut ve mumkun aciklamalari benim zihnim almiyor.
haci
May 24 2007, 10:32 PM
Yalnız senin aklın değil Mantık..
Kimsenin aklı almıyor.
Zaten bu yüzden akıl üstü ve dışı kuramlar ortaya atılıyor. Ek boyutlar gibi..
Sorun karanlık enerjide düğümleniyor.
Karanlık enerji evreni itiyor deniyor..
Ve evren giderek artan bir hızla genişliyor..
Aslında bu husus da kesinlik kazanmış değil..
Evren artık genişlemiyor olabilir. Hatta belki de kendi üstüne çökmeye başlamış bile olabilir.
Işıkla bize ulaşan bilgi geçmişe ait olduğundan, evrenin son durumunu bilmiyoruz..
Biz geçmişte yaşıyoruz..
HACI
delibekir
Jul 29 2007, 02:40 AM
Evren neyin içinde genişlemekte sorusu aslında evren neyin içinde yer almaktadır sorusu ile aynı. Bu işin uzmanları, bildiğim kadarıyla, şöyle diyor: Zaman ve mekan büyük patlama ile ortaya çıkmıştır. Büyük patlama ile ortaya çıkan "mekan=uzay" giderek genişlemektedir. Büyük patlamadan önce ne vardı sorusu ne kadar anlamsız ise, evrenin dışında ne vardır (ya da evren neyin içinde genişlemektedir) sorusu da o kadar anlamsızdır (Çünkü zamana ilişkin önce-sonra, ve mekana ilişkin içi-dışı gibi kavramlar büyük patlama ile "icat edilmiştir").
Bunları söylemek kolay da, şöyle içine sindire sindire "akıl erdirmek" zor. Neden zor? Çünkü bizim aklımız da zamana ve mekana göbekten bağlı; elimizde zaman ve mekandan başka düşünme "aktörü" yok. Biz de "netice itibarıyle" bu evrenin bir parçasıyız; hamurumuz bu evrenin yapıtaşlarıyla yoğurulmuş sonuçta.
Yine de bi zorlayarak serbest atış yapsak neler düşünebiliriz?: Mesela şöyle diyelim:
Dünyadan baktığımızda evren her yönde aynı görünüyor (mikrodalga radyasyonu her yönde aynı, ne yana bakarsak bakalım aynı yoğunlukta galaksiler var, 11 milyar ışık yılı uzakta olan en yaşlı ve en uzak olanları da dahil). Bu en az iki şekilde açıklanabilir:
1) Biz evrenin tam merkezinde bulunuyoruz. Büyük patlama da buralarda biyerlerde oldu. Herşey bizden eşit derecede uzaklaştı, ve bu nedenle şimdi ne tarafa baksak aynı şeyi görüyoruz. Evren kabaca küre şeklinde. Herhangi bir yöne doğru yeterince yol alırsak evrenin "kıyısına" ulaşırız. Onun ötesinde sadece boş uzay vardır. Bu boş uzay da sonsuza kadar uzar gider...
2) Bizim bir ayrıcalığımız yok; diğer galaksiler ne ise samanyolu da o; ve biz de yüzeyi 3 mekan-boyutlu olan balon yüzeyi şeklindeki bir evrenin herhangi bir yerindeyiz. Bu nedenle ne tarafa bakarsak bakalım hep aynı şeyi görüyoruz. Evrenin bir "kıyısı" yok. Herhangi bir yönde ne kadar yol alırsak alalım "boş uzay" diye biryere rastlamayız. Heryerde galaksiler vardır. Hatta belki de yeteri kadar yol alırsak başladığımız yere geri döneriz.
1. açıklama fazla "insan merkezli". Sonsuza kadar uzanan "evren dışı boş uzay" kavramı kendi tanımıyla çelişiyor (uzay, boş da olsa, evrenin bir parçasıdır). Büyük patlama ile ortaya çıkmamış "ezeli" bir uzayın varlığı kendi başına açıklama gereken bir soru olarak kalıyor. Ayrıca ben herhangi bir şeyin "sonsuz" olabileceğine inanmıyorum; bir şeyin başı varsa sonu da olacaktır

.
2. açıklama ise ekstra bir hayali 4. mekan boyutu gerektiriyor, fakat bu 4. mekan boyutu da -tanımı gereği- büyük patlama ile ortaya çıkmış oluyor. Mekansal anlamda evrenin dışı diye birşey yok.
"mekansal olmayan anlamda" evrenin dışı diye birşey olabilir mi? Kim bilir? Belki de zaman ve mekana benzer (onlarla aynı sınıftan) fakat bizim haberdar olmadığımız başka bazı fiziksel gerçeklikler de vardır... ve evren de işte onların içindedir.
haci
Jul 29 2007, 01:52 PM
Delibekir.
Sen şimdi evrenin neyin içine genişlediğini açıkladın mı?
Osiris
Jul 29 2007, 04:21 PM
abi bence evren allahın içinde genişliyor allah verede içinde patlamasa
delibekir
Jul 29 2007, 07:33 PM
QUOTE(haci @ Jul 29 2007, 02:52 PM)

Delibekir.
Sen şimdi evrenin neyin içine genişlediğini açıkladın mı?
Hayır açıklamadım. "Evren neyin içine genişliyor?" sorusunun geçersiz bir soru olduğunu anlatmaya çalıştım. Bu soru "kuzey kutbunun kuzeyinde ne vardır?" sorusu gibi birşeydir. Uzay-zaman büyük patlama ile ortaya çıkmıştır. Evreni de uzay-zaman (+enerji/madde) diye tanımlıyorsak, "uzay-zaman"ın içine genişleyeceği başka bir uzay-zaman olamaz; kendi tanımıyla çelişir. Evren herhangi birşeyin içinde olması gerekmeden "sadece genişlemektedir". "Büyük patlamadan önce ne vardı" sorusu nasıl geçersiz/anlamsız bir soruysa, "büyük patlama neyin içinde oldu" sorusu da aynı tarzda geçersiz bir sorudur.
Biliyorum, içgüdülerimiz herhangi birşeyin "başka birşeyin içinde" olmadan varolamayacağını söylüyor bize. Bunun dışında birşeyi aklımız almıyor. Ama aklımız, örneğin quantum ölçeğindeki mikro dünyayı da almıyor. Beynimiz, Dawkins'in dediği gibi, "orta ölçekte dünyayı" kavramak üzere evrimleşmiş bir sistem. Quantal ölçeklerde ve kozmik ölçeklerde biraz aciz kalıyor. Birşeyin içinde olmadan var olabilen başka birşeyin bir örneğini daha görmemişiz ki bu dünyada daha önce, nasıl kavrayalım.
Ama yine de "yok arkadaş, ben anlamam, illa birşeyin içinde olması lazım" diyorsak, o zaman da o "şey"i bildiğimiz uzay-zaman dışında başka yerlerde aramamız lazım (çünkü, tekrar ediyorum, uzay-zaman evrenin kendisidir zaten). Bu noktada atış serbest: ister multivers deyin, ister ruhlar alemi, ister sonsuz boyut; isterseniz de uzay-zaman yerine "muzay-maman" diye bişey uydurun. Ardından gelecek şu soruya da hazırlıklı olun: "Peki bu evrenin içine genişlediğini söylediğiniz şey neyin içinde yer alıyor?"
haci
Jul 29 2007, 08:01 PM
Aslında neyin içine genişlediğimizi biliyoruz.
Bir şeyin içine genişlediğimiz için de multiverslerin varlığını kurguluyoruz..
Bizim evrenin ortaya çıkış kuramına göre bizim bir şeyin içinde olmuş olmamız gerekiyor.
Sevgili Delibekir'in açıklaması yapılan birçok gözlemi değerlendiremiyor.
Özellikle varlık-yokluk ikilemine bir anlam vermiyor..
Daha da ötesi yokluktan varlık (exnihilo) kuramını savunuyor.. Dinler de onu savunurlar..
Yokluktan varlık olamayacağına göre evrende bir şeylerin her zaman var olduğu kuramından uzaklaşamayız.
Bu kuram biz fani ve sınırlı düşünen insanlar için önemlidir.
Exnihilo yaratılış anlamadığımız bir konuda ahkâm kesmek demek oluyor.
Quantum fiziği bu konuda oldukca açık..
İnsan sağduyusuna ters de gelse, kuramları evreni ve multiversleri açıklamada oldukca başarılı..
İnsan hiç olmazsa kendi rasyonalitesi ve sağduyusuna ters düşse de bazı kuramları kabul edecek, hatta anlayacak kadar akıllı..
Eğer bir Big Bang senaryosunu kabul edecek isek, ki deliller bizi bu senaryoyu kabul etmeye zorluyor, yoktan var oluşu kabul edemeyiz.
Onu dine terketmek zorundayız..
Kabul edeceğimiz tek olgu, yokluk ile varlığın birlikte hükmetmesi olmalıdır.
Ancak o zaman yaratılışı ve Big Bang'i açıklayabiliriz.
Ve Big Bang'i bir patlama olarak değil, bir genişleme olarak düşünmek zorundayız..
Bütün bu yazdıklarım bazı fizik yasalarına dayanıyor ve deneysel olarak demonstre edilebiliyor..
Casimir etki ilginç bir deneydir ve virtual particle ların varlığını gösterir..
Diğer fizik yasaları da Big Bang'i açıklayabilir.
Bilim forumunda Big Bang'in Fiziği başlığına bakabilirsiniz..
En son görüşlere göre evren sonsuz bir boşluk içinde yer alan virtual particle lardan birinin false vacuum olması ile ortaya çıkıyor..
Bu iddia tartışılabilir. 21'nci yüzyıl fiziği bu konu üzerine eğilecektir. Bu yüzyıl bitmeden bu konuda büyük ilerlemeler yapılmış olacaktır..
Bu kuram yalnız yapılan gözlem ve deneylerle uyumlu değil, aynı zamanda Multiversler gibi bazı fantazilerle de uyumlu..
HACI
delibekir
Jul 30 2007, 12:40 AM
Sevgili Hacı,
Zamanın var olmadığı bir durumda "birşeylerin her
zaman var olduğu"nu nasıl söyleyebiliriz?
Uzay ve zaman ezelden beri var olan mutlak referans çerçeveleri degildir. Genel relativite ile ayrıntılarıyla ortaya konduğu gibi, göreceli, distorte olabilen, bir başlangıçları olan, birbirlerine dönüşebilen, madde ve enerjiye göbekten bağlı fiziksel gerçekliklerdir.
"Big-Bang'den önce uzay-zaman yoktu" ifadesi "yokluktan varlık çıktı" ile aynı şey değildir. "Yokluktan varlık çıktı" ifadesi yine içinde "mutlak zaman ve mekan" kavramlarını barındırır. Oysa benim itirazim bu noktada. Ortada zaman ve mekan yokken, yokluktan da, varlıktan da varlık çıkmaz.
Dinler de yokluktan varlık çıkmaz sıkıntısını duydukları için tanrıyı icat etmişlerdir. Tanrı ise hep vardir (!). (tanidik geliyor mu?).
Bugünkü "bilimsel" bilgilerimize göre herşey (uzay-zaman da dahil) big-bang ile başlamıştır; ondan ötesi hikaye; senin deyiminle "anlamadığımız bir konuda ahkam kesmek." Ahkamın ise sınırı yok. Aynen "level IV multivers" kuramında oldugu gibi: kural yok, herşey mümkün... herkesin her türlü teorisi doğru... sonsuz sayıda evren var... kimi ezelden beri var, kimi sonradan "patlamış"... sonsuz sayıda fizik yasaları bu sonsuz sayıda evrenlere hükmediyor... sonsuz sayıda partikülün sonsuz sayıda kombinasyonunu ifade edecek her türlü olasılığa karşılık gelen bir evren bulmak mümkün... iç-içe, yan yana, envai çeşit boyutlarda evren var, yok yok. mesela 22 temmuzda baska bir evrende CHP birinci parti çıkmış, daha baska bir evrende de ben sana bunları yazarken aha bu simdi yazdığım kelimeyi yanlış yazmışım, baska bir evrende de 2 kere 2 beş ediyor, bu evrenlerin bazıları sonsuz büyüklükte, bazıları ise sınırlı, en küçük evren tek bir fotondan oluşuyor, vs. vs...
Söylediğin gibi "sağduyumuza ters düşse de" belki de hakkaten yoktan varolmuştur evren, kim bilir?
haci
Jul 30 2007, 01:01 AM
Olabilir tabii..
Çok haklısın sevgili Delibekir...
Hem de çok haklısın..
Ve bizim onu anlamamız mümkün olmayabilir..
Ama biz yaptığımız gözlemlere dayanarak bir sonuca varıyoruz..
Onların doğru veya yanlış olmaları önemli değildir..
Önemli olan onların bizim gereksinimizlerimizi tatmin etmesidir..
HACI
Remat
Jul 30 2007, 10:22 AM
Sonsuz sayıda evren fikri bana mantıklı gelmiyor.
Zamanla birlikte aynı mekanda var olan birşeylerin de,zaman yokken de var olması da bana mantıklı gelmiyor.
İnandığım Tanrı'yı da tam olarak kavrayamıyorum çoğu zaman.
Tabii bunların hepsi,benim "insan" mantığımın,hatta daha da dar olan,"kendi" mantığımın yorumları.
Hepsi doğru da olabilir,hepsi saçmalık da.
Ama en azından,sonsuz evren fikri en saçma geleni
antiateist
Jul 30 2007, 05:24 PM
QUOTE
Evren uzay, enerji ve maddeden oluşan bir varlıktır.
Maddenin ve enerjinin çeşitli türleri olabilir.
Görebilen, duyabilen ve "aklı" olan bir enerji olabilir mi ?
DreiMalAli
Jul 30 2007, 06:03 PM
Görmek, duymak, hissetmek, akıl... gibi terimler canlı organızmaların fonksiyonlarıdır. Sadece canlılarla bağlantılı olarak kullanılır.
Bir mikrofon ses titreşimlerini, daha doğrısı havadaki basınç dalgalarını algılayarak elektrik gerilimine çevirir. (Daha dorusu; elektrik direncini değiştirir.) Fakat duymaz.
Bir foto diyodu veya foto transistoru veya film (foto filmi) ışığa karşı duyarlıdır, diyod ve transistor ışığı elektrik gerilimine çeviriken (daha doğrusu; elektrik direncini değiştirirken) , film üzerinde kimyasal tepkimeler oluşur. Fakat görmezler.
Akıl ise daha geniş bir kavram. Hafızayı içerdiği gibi, tecrübelerden ders almak, bilinenlerden yola çıkarak sonuçlar üretmek, anlamak, öürenmek... gibi süreçlerde de rol oynar.
Hafıza benzeri özelliğe sahip fiziksel ve kimyasal olgular var doğada. Cansız madde olarak. Ama "akıl" dediğimiz fonksiyonu tam olarak karşılayacak cansız bir madde, buna enerji de dahil, yok.
Sevgiler
antiateist
Jul 30 2007, 06:08 PM
Peki sana böyle bir enerji var dersem. Bu enerji hakkında görüşlerin ne olurdu.
haci
Jul 30 2007, 06:14 PM
QUOTE(antiateist @ Jul 30 2007, 06:08 PM)

Peki sana böyle bir enerji var dersem. Bu enerji hakkında görüşlerin ne olurdu.
O enerji hakkında bir görüş ortaya atmadan önce onun ne olduğunu bilmek isteriz..
Nedir o enerji?
antiateist
Jul 30 2007, 06:30 PM
Tam olarak bende bilmiyorum. 2 ihtimal var; ya beyin enerjisi yada ruhun(varsa) enerjisi veya başka bir şey. Sonuçta böyle bir enerji bende var. Ama kimseye ispatlıyamam. Bu enerjiye ad bulmak istiyorum sadece. Metafiziğe girmeden açıklamanızı istiyorum.
DreiMalAli
Jul 30 2007, 06:39 PM
Fiziksel anlamda enerji, iş yapabilmesi yeteneği olan bir büyüklükdür.
Doğrudan ölçülmez. Doğrudan ölçülen diğer büyüklükler ile hesaplanır. Saptanır.
Mesela potansiyel enerjinin = m.h olması gibi. Kütle ve yükseklik ölçülür. Enerji hesaplanır.
En önemli özelliği ise, bütün fiziksel, kimyasal, biyolojik... olgular oluşurken miktarı, mutlak değeri sabit kalan bir büyüklük olması.
Bir enerji halinden diğerine dönüşür. Fakat miktarı sabit kalır.
Günlük hayatta kullandığımız enerji terimi genellikle fiziksel enerji tanımına uymaz.
Sebgiler
haci
Jul 30 2007, 07:31 PM
Canlılar da fizik yasalarına aynen uyacakları için, canlılıkla çelişkili olmayan her enerji türünden yararlanırlar.
Temel olarak beş tür enerji vardır.
1. Kinetik
2. Potasiyel
3.Isı
4. Radyasyon
5. Kütle (Einstein formüline göre e=mc2)
Canlılar bütün bu enerjilerin manifest oldukları varlıklardır.
Özellikle elektromanyetik radyasyon canlıların kullandığı ve gıda zincirindeki en önemli enerji türüdür.
Bitkiler bu enerjiyi fotosentezde kullanarak onu kimyasal enerjiye çevirirler.
Diğer bütün canlılar ondan yararlanılar..
Potansiyel enerjinin de dört türü vardır.
1. Çekim gücü
2. Elektrik
3. Kimyassal ki mikroskopik düzeyde elektrikseldir.
4. Nükleer..
Başka bir enerji türü yoktur.
Olmasına gerek de yoktur...
HACI
Z_alim
Jul 30 2007, 08:10 PM
QUOTE(antiateist @ Jul 30 2007, 07:30 PM)

Tam olarak bende bilmiyorum. 2 ihtimal var; ya beyin enerjisi yada ruhun(varsa) enerjisi veya başka bir şey. Sonuçta böyle bir enerji bende var. Ama kimseye ispatlıyamam. Bu enerjiye ad bulmak istiyorum sadece. Metafiziğe girmeden açıklamanızı istiyorum.
bu enerjinin bendede oldugunu dusunuyorum..
bu enerjiyi kullanmak icin ögrenmeye calisiyorum..
ilk denememlerimde bunun belirtilerini gördum..
devaminda enerjiyi kullanmasinida ögrencegimi dusunuyorum..
saygilar..
haci
Jul 30 2007, 09:00 PM
Yukarda saydığım enerji türlerinden çok farklı ve gizemli bir enerji türü daha vardır.
O maddeye dönüşen enerjidir.
Madde bir diğer maddeye dönüşürken önce o enerjiye dönüşür..
Onun için pure, saf enerji de diyebiliriz.
Örneğin..
Atomdan ayrılan nötronun ortalama ömrü 10-15 dakikadır.
Bu süre sonunda iki down ve bir up quark'dan oluşan nötron, bir proton, bir elektron ve bir elektron anti-nötrinoya dönüşür..
Bunu nasıl yapar dersiniz?
Nötronun içinde onlar mı vardır?
Hayır..
Nötron önce saf enerjiye dönüşür..
Ve bu saf enerji proton ve elektronla nötrinoya dönüşür..
Elektronlarla protonların kendi üzerinde çökmekte olan bir nötron yıldızında bir araya gelmesi sırasında da pür enerji döneminden geçilir.
Bunlar doğanın en gizemli ve müthiş mekanizmalarıdır.
Enerjinin bu nitelikleri olduğunun bilinmesi onun ilahi bir kavram olarak kullanılmasının nedenlerinden biridir.
Bu nedenden dolayı canlı hücrelerdeki sitoplazma eskide protoplazma olarak isimlendirilmişti. Sanki onda ayrı bir enerji var gibi kabul ediliyordu.
Bu kavram 20'nci yüzyılın başlarında kaybolmuştur.
Ama saf enerji hala gizemini korumaktadır..
HACI
final
Jul 30 2007, 09:07 PM
Evrenin genislemesi aslinda cok basit izah edilebilir,(bana göre).Söyle düsünüyorum.Evrende bir zamanlar ,( BIg Bang )teorisi dogru
ise kücücüktü.Zaman icerisnde genisledi,ve hala genislemesine devam ediyor ,ayni andada sonsuz.Düsünüyorumda ben cocukken aklim kücüktü herseyi anlamazdim,zaman icerisnde benim büyümem ile aklimda büyümeye basladi ve onunda nihayeti yok,en azindan bir sinir koyamiyorum.Bu da benim düsüncem,en azindan bir paralellik kuruyorum.
Fuzûlî
Jul 30 2007, 11:39 PM
QUOTE(delibekir @ Jul 30 2007, 01:40 AM)

Sevgili Hacı,
Zamanın var olmadığı bir durumda "birşeylerin her zaman var olduğu"nu nasıl söyleyebiliriz?
bir şeylerin her zaman varolabilmesi için belki zamanın ortadan kalkması gerekiyordur. Hatta kesin öyledir. Zaman her şeyi kayıd altına alır, HAcı ağabey'in deyişi ile mahdut eder.
Demek her zaman varolan şey, zamanın kaydiliğini ve tahdid ediciliğini de aşabilmiş olan bir şeydir.
O halde onun bir nedene de ihtiyacı olmaz.
QUOTE(delibekir @ Jul 30 2007, 01:40 AM)

Uzay ve zaman ezelden beri var olan mutlak referans çerçeveleri degildir. Genel relativite ile ayrıntılarıyla ortaya konduğu gibi, göreceli, distorte olabilen, bir başlangıçları olan, birbirlerine dönüşebilen, madde ve enerjiye göbekten bağlı fiziksel gerçekliklerdir.
"Big-Bang'den önce uzay-zaman yoktu" ifadesi "yokluktan varlık çıktı" ile aynı şey değildir. "Yokluktan varlık çıktı" ifadesi yine içinde "mutlak zaman ve mekan" kavramlarını barındırır. Oysa benim itirazim bu noktada. Ortada zaman ve mekan yokken, yokluktan da, varlıktan da varlık çıkmaz.
Dinler de yokluktan varlık çıkmaz sıkıntısını duydukları için tanrıyı icat etmişlerdir. Tanrı ise hep vardir (!). (tanidik geliyor mu?).
Söylediğin gibi "sağduyumuza ters düşse de" belki de hakkaten yoktan varolmuştur evren, kim bilir?

Yokluk yoktur, bu apaçıktır.
yokluk yoksa evrenin genişlemesi de gayet tabiidir. evren yokluğun içinde genişlememektedir.
Çünkü evren herhangi bir şeyin içinde de genişlememektedir.
Evren sadece genişler, değil mi? ona dışardan bakamayacağımız için genişlemenin neyin içinde gerçekleştiğini söyleyemeyiz.
evrene dışardan bakabilseydik evren bizim içimizde genişliyor olurdu.
Çünkü biz evrene dışardan bakarak -ki orası yokluktu önceden- yokluğu yok olmaktan çıkarmış oluruz, değil mi! di di!
Yoklukta hiç bir şey yoksa evrenin genişlemesini engelleyici bir etkisi de olamaz. o halde evrenin yokluk içinde genişlemesinin akla sığmayacak hiç bir yanı olamaz. gayet mantıklı olur...
dolayısıyla evrenin dışında olmayan bir yokluk hiç bir yerde ve zamanda olamaz...
Dinler yokluktan varlık türedi demezler. diyemezler.
Dinlere göre yokluk zaten mümkün bir şey değildir.
akıl yürütmeye daha fazla devam etmeyeceğim...
delibekir
Jul 31 2007, 01:57 AM
Sevgili Fuzuli,
Evrenin sadece genişlediği ve herhangi birşey içinde yer almadığı konusunda ben de aynı şeyi söylüyorum.
Zaman ve yokluk (her zaman var olma) konusuna gelince...
Ben
önce yokluk vardı (her ne demekse) ve
bir süre sonra yokluktan bişey çıktı demiyorum ki... Zaman ve mekan big bang ile başlamışsa big bangden önce ne vardı, ve bigbang neyin içinde oldu soruları
anlamsızdır, yersizdir, saçmadır demek istiyorum. "yokluktan var oldu" lafı -biraz da dilin yetersizliğinden- sanki zaman içinde oldu bu iş gibi bişey ima ediyor... oysa temel itiraz noktası o zaten. "bigbangden öncesi" lafı, eğer zaman bigbang ile başlamışsa, SAÇMA bir ifadedir; sözü bile edilemez. Yani yokluk var mıydı, yok muydu sorusuna gelemiyoruz bile. O derece yani...

Tek söyleyebileceğimiz şey herşeyin bir başlangıç noktası olduğudur. Geriye doğru gittiğimizde kullandığımız mantık o noktaya kadar geçerlidir; ve o noktada biter; ötesi yoktur. Bunu da ifade edebilecek dildeki en yakın laf "yoktan -yokluktan değil- var oldu" dur.
Aslında bu tartışma biraz daha öteye götürülebilir: Nedensellik kavramı maddenin uzay-zaman içindeki halini anlatan / formüle eden bir kavramdır. O halde o da big-bang ile başlamıştır. Dolayısıyla "big-bang'e ne neden oldu, neden durup dururken patlama/genişleme oldu" sorusu da benzer şekilde anlamsız bir sorudur (çünkü, bir kere
önce durup durup
sonra birden patlamış bişey yoktur; patlama zamanı da başlatmıştır; ve ikincisi, bir olayın başka bir olayı takip etmesi durumunu, yani nedenselliği de başlatan bu olaydır).
Bütün bunları yazdıktan sonra... eğer "ne kadar içine siniyor bu anlattıkların, merak etmiyor musun bigbang'in "ötesini"" diye soracak olursanız: içime sinmiyor, aklım almıyor, merak da ediyorum, ama bu işin böyle olduğunu da "biliyorum"... tıpkı, örneğin, bir elektronun aynı anda iki ayrı delikten nasıl olup da geçtiğini aklım almamasına rağmen "bildiğim" gibi. Doğa garip bir yer...
Aslında insan olarak bütün sıkıntımız şu düşünme makinamızın zamana, mekana, ve nedenselliğe bağlılığından kaynaklanıyor (ki iyi ki de öyle yani, başka türlü nasıl düşünecez; ama gel-gör ki iş zamanın, mekanın ve nedenselliğin kıyılarına dayandığında makina teklemeye başlıyor...). İşin kötüsü, bu zaman-mekan-nedensellik bağımlılığı bir de "orta ölçekte" bir bağımlılık... kuantal boyutlarda olsaydık ve öyle bir dünyada büyümüş olsaydık kuantal olaylar bize o kadar "garip" gelmeyecekti, ve hatta o zaman da makro dünyadaki olayları "aklımız almayacaktı". Ya da galaktik boyutlarda bedenimiz ve milyar yıllık ömrümüz olsaydı, eminim evreni başka türlü yorumluyor olacaktık...