Tam Forum Görünümü: ALLAH'ın Varlığının Bilimsel ispatı
Ateistforum > FORUMLAR > ATEİSTFORUM
Sayfalar: 1, 2, 3
cihad
Cok iyi Dinleyin ders alin inkar etmegi artik birakin gelin iman edin

Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 1.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=jERYweirLvY


Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 2.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=OHT0JPKNmfo


Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 3.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=jVSBCTmz0E4



Allah'ın Birliğine Müthiş Delil 1.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=oCXRJYQrXlQ


Allah'ın Birliğine Müthiş Delil 2.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=wQZeE92u7jY

Allah'ın Birliğine Müthiş Delil 3.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=QXFAxI9Y7Rg
MuShinSha
Hic bir delil goremedim dostum. Tek gordugum misyoner ve ici bos bir nurcunun yine ici bos Risale-i Nur'u baz alip yaptigi ici bos aciklamalar.

Kainat allahin deliliymis biggrin.gif hahahahahaha

Sanirim tavanarasi'na gider bu

Git gide geriye gidiyorsunuz. En buyuk islam mucizesi bu olmali. Ilerleyen zamana karsi koyma mucizesi smile.gif
dinsavar
İki dangalak çıkmış TV ye kendi kendine çalıp oynuyorlar. Bunları dinleyen koyun sürüsüde bir şeyler söylediklerini sanıyor.
MuShinSha
Video isimleri ayri bir komedi. laugh.gif

""Allah'ın Birliğine Müthiş Delil.

Allah'ın varlığının bilimsel ispatı."" blink.gif

Alemsiniz yahu tongue.gif
Andromeda
Kainatın daha tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz ; bu adamlar kainatın ötesini kanıtladıklarını iddia ediyorlar ; gerçekten konuyu bilen bilimsel kafaların karşısında ne kadar komik göründüklerinin hiç farkında değiller mi acaba ?... Öncülleri o kadar yanlış ki daha baştan , varacakları sonuçların ispat diye anlatılması kısaca bir felsefi facia olarak tanımlanabilir ancak ...
cihad
Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır. (ARAF SURESI 179)
cihad
HERŞEY ONU ANLATIYOR ATEiSTLERE ALLAHIN VARLIGININ DELiLLERi

http://www.youtube.com/watch?v=chpwSY_JRSQ
deliziya
cihad kardeşim bırak allahın varlığını da,sen bize cinlerin varlığını ispat et.
Andromeda
Tanrının varlığı ile İslam'ı da birbirine karıştırma ; çünkü İslamın Allahı tam bir psikopat ve sadist bunu da unutma ; yani tanrı varsa bile bu sana bu anlamda bir yarar sağlamayacaktır ...


QUOTE(cihad @ Oct 26 2007, 02:00 PM) *
HERŞEY ONU ANLATIYOR ATEiSTLERE ALLAHIN VARLIGININ DELiLLERi

http://www.youtube.com/watch?v=chpwSY_JRSQ

Antimuhammed
Cihat sen cini, bilimsel ispatı bir tarafa bırakta yukarıda verdiğin ayeti tam sorgula istersen.

1-Allah neden yemin eder? İnsan mı bu Allah?
2- Allah tek se orada neden BİZ diyor?
3- Allah yemin edip en baştan cehennem için cin ve insan yarattığını söylüyor.. Sen neden kasıyorsun o zaman.. Sen bu durumda Allah ın yeminle verdiği sözü engellemeye çalışıyorsun..
4- Cinler ateşten yaratılmıştır değil mi? Cehennemde ateşle doludur. Bu cinler nasıl yanacak?
5-İnsan kendi yarattığına nasıl HAYVAN der..

Andromeda
Bu videolardaki seni en çok etkileyen cümlelerin ve çıkarımların neler olduğunu bize söyler misin ?


QUOTE(cihad @ Oct 26 2007, 10:25 AM) *
Cok iyi Dinleyin ders alin inkar etmegi artik birakin gelin iman edin

Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 1.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=jERYweirLvY


Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 2.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=OHT0JPKNmfo


Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 3.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=jVSBCTmz0E4



Allah'ın Birliğine Müthiş Delil 1.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=oCXRJYQrXlQ


Allah'ın Birliğine Müthiş Delil 2.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=wQZeE92u7jY

Allah'ın Birliğine Müthiş Delil 3.Bölüm
http://www.youtube.com/watch?v=QXFAxI9Y7Rg

Andromeda
Cihad bana Kuran'dan Allah'ın insanları çok sevdiğiyle ve onları çok severek yarattığı ile ilgili ayetler söyler misin ? Bana biraz şefkat yapsana Kuran'dan ...
Andromeda
Ben bazı şefkat örnekleri buldum mesela bizi dünyaya geldiğimize bin pişman eden Kuran'dan ... :


“Doğrusu daha önce Adem’den ahid almıştık da, unuttu...” (Taha Sûresi, 115.)


“İnsana zarar dokunduğunda gerek yatarken, gerek otururken, gerek ayakta iken bize dua eder durur. Fakat ondan zararı giderdiğimizde, daha önce o zarar için bize dua etmemiş gibi, geçer gider...”
(Yunus Sûresi, 12.)


“İnsan helu’ (haris ve cimri) yaratıldı. Kendisine bir zarar dokunduğunda feryadı basar. Bir hayır dokundu mu ( yoksullara) yardım etmez (sıkı sıkı tutar)...”
(Mearic Sûresi, 19-21)


“Ademoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, ikinci bir vadi dolusu altını ister...” (Müslim, Zekat, 117.)


“Ya Rabbena! Bize dünyada ver’ der. Bu kimsenin ahirette bir nasibi yoktur.” (Bakara Sûresi, 200.)



“İnsan çok acelecidir.” (İsra Sûresi, 11.)


“Yaptıklarıyla gururlanan ve yapmadıklarıyla övülmeyi sevenlerin, azaptan emin bir yerde bulunduklarını zannetme!”
(Al-i İmran Sûresi, 188. )


“Mallarımız, ailelerimiz bizi alıkoydu. Bizim için mağfiret dile’ diyecekler. Onlar, ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlar...” (Fetih Sûresi, 11)


haci
Akıl, ruh ve kalp kavramları karışmış..
Ruh ve kalp derken elleri ile vücudu ve kalbi gösteriyor.
Sanki gerçekten onlar akıldan ayrıymış gibi..
Onların hepsi akılla, düşünce ve muhakeme ile, yalnız beyinle lgili kavramlardır..
Ayrıca İslam'da ruh yoktur..
Nurcular ruh kavramını İslam'a sokuyorlar..

Tam anlamı ile bir saçmalıklar dizisi ama, dikkat ederseniz, bu saçmalıkları yapanlar Batı modasına uymaya itina gösteriyorlar..
Konuşmacılar kravatlı, traşlı, kılık kıyafetleri yerinde....
Nurculuğa modern bir görünüş vermeye çalışıyorlar..

Bu konuşmalar Allah'ın varlığını değil, yokluğunu isbatlıyor..

HACI
deliziya
QUOTE(haci @ Oct 26 2007, 03:21 PM) *
Tam anlamı ile bir saçmalıklar dizisi ama, dikkat ederseniz, bu saçmalıkları yapanlar Batı modasına uymaya itina gösteriyorlar..
Konuşmacılar kravatlı, traşlı, kılık kıyafetleri yerinde....
Nurculuğa modern bir görünüş vermeye çalışıyorlar..

HACI


nurcular birini "avlamayı" kafayı koydularsa,avlarıyla birlikte içki içmelerine,zina etmelerine ve herne gerekiyorsa yapmalarına şeyhlerinden icazetleri vardır.kılık kıyafet,görünüş bu işin girizgah kısmıdır.bilmeyenler için çok büyük tehlikedirler,etrafınızda bulunmalarına kesinlikle izin vermemenizi tavsiye ederim.
darkness
Bilimsel ispat icin o arastirmayi pozitif bilimle istigal eden bilim adamlarinin yapmasi gerekir. 3 bes tane salvarlinin aptalca görüsleri bilimi baglamaz. Getirisin önümüze Büyük üniversitelerin birinden bir belge koyarsin"Allahin varligi ispatlandi" diye o zaman tartisiriz.
loituma
İspat ilginç bir kelimedir.

Tanıt ve kanıt göstererek bir şeyin gerçek yönünü ortaya çıkarma, kanıtlamadır.

Peki tanıt ve kanıt nedir?

Kanıt bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belgedir

Tanıt da bir iddianın gerçekliğini inkâr edilmeyecek bir kesinlikle gösteridir.

Oturup National Geographic görüntülerini çalıp, fonda ekolu bir sesle taş çağında yaşamış adamların "öle süperdir böle süperdir" diye bir şey kanıt olamaz.

Ve ilgincidir; sen insanların bunları izlemesini ve öğrenmesini istiyorsun; ve emin ol senden daha çok şey biliyoruz.

Peki sen; kuantum fiziğini öğrenmek için nasıl bir emek gösteriyorsun ?

İllaki yaratılışı keşfetmek istiyorsan; herşey kuantum fiziğinden geçiyor.

Biyoloji, fizik, kimya gibi fen bilimleri de seni biraz daha "aydınlanmaya" ve gerçeği görmeye iter.

Ama sen gerçeği görmek istemiyorsun. Yaşadığın yaşamı herkesin yaşamasını isteyip, inanmayanları öldürerek düşüncenin doğruluğunu ispatlayamazsın.

Sadece o düşüncenin despotluğunu ispatlarsın.

Tarih boyunca ateistler, deistler, agnostikler ve tüm dinin bir adım dışına çıkanlar toplumları tarafından öldürülmüştür. Düşünceleri hiç bir zaman özgürce sunulamamıştır.

Bilimle bu yasak delindi. Fizik, kimya, biyoloji dalındaki gelişmeler; dinin insanlığa verdiği karanlığı biraz aydınlatmaya yetti.

Ayrıca anlattığın hikayeye göre; tanrı ve şeytan arasında bir savaş varsa;
Şeytan olsaydım; insanlığın fakirlik, acı, sefalet, kötülük ve cehaletle yaşayıp, Dünya'nın cehenneme dönmesi için dinleri yaratırdım.

Dinler tarih boyunca hegemonyasası altına aldığı tüm toplumların halklarını sefilce yaşamaya itmiştir.

Dinler de o dönemin zenginleri ve toplum liderleri tarafından; halkın zenginlerin malında gözü olmasın diye yaratılmıştır.

En başta kendilerini tanrı ilan etmişlerdir, zamanla gelenekler değişmiş; Hinduizm'deki detaycılık ve kitapçılığı örnek almış; Musevilik'i kullanarak Hristiyanlık ve İslam yaratılmıştır.

Tüm dinler yalandır.

Ortadaki tek kanıt; zengin ve dul bir kadınla evlenip parayı bulan birinin, toplumunu ele geçirmek için din yaratmasıdır. Bunun yanı sıra 9 yaşındaki çocuk dahil olmak üzere etrafında gördüğü tüm kadınlara çakma hevesi doğrultusunda yazılmış; bilimden bihaber, şeytana tapan arap paganizmiyle paralel "şeytanice" bir kitap Dünya'nın başına da beladır.

Tıpkı diğer tüm dinlerin de Dünya'nın başına bela olduğu gibi.

En zevklisi herhalde Azteklerdir, 80bin kişi aynı anda tanrı için intihar etmiştir.

Aynı performansı müslümanlardan da bekliyorum.
Leopidas
Her zamanki gibi ortada kanıt falan yok. Yine kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz. Kusura bakmayın. Lütfen ya doğru dürüst bir tez sunun, ya da böyle şeylerle vaktinizi harcamayın. Tanrı'nın varolup olmadığı bir videoyla açıklanabilecek bir şey değildir.
obs
risale-i nur mu !! sait kürdi mi ispatlamis bilimsel ispatini?..videoyu actim risale nur yazisini gorunce direkt kapadim..cunku bu sait kurdi denen sebek daha iki kelime Türkçe'yi bir araya getirmekten aciz bir aptaldir.O kadar aptal ve gerizekalıdır ki, radyodan çıkan sesleri melekler tarafından çıkarıldığına inanmaktadır..

islamada boyle bilim adamlari yakisir zaten.. smile.gifsmile.gif
uzbek
Muslumanlar kendilerini rezil ediyorlar. Dun birisi cikip, allah'in varligini kanitlamak mumkun degil, yoksa ortadan sinav-imtihan kalkacak, herkes inanacak, demis, bugun ise baska biri cikip, bakin, allah'in varligina kanit bulundu (hemde "gavur" youtube site'inde), diyor. Bu ne celiski...
Antimuhammed
Birisi İsviçre Cern de(Bilim adamları Tanrıyı oynuyorlar) 6 milyar Euro harcanarak yapılan denemeleri durdursun.. Boşuna para harcamasınlar.. Bu projeyi Nurculara havale etsinler onlar deney yapmadan kuramla her şeyi bilimsel olarak ispat ederler.

Cern Projesi : Bir metro treninin sığacağı genişlikte 27 kilometre uzunluğundaki tünelin içine, 5 bin mıknatıs teker teker yerleştirilecek. Tünelde, protonlar ışık hızına yaklaştırılarak çarpıştırılıyor ve daha küçük parçalara ayrılmaları sağlanıyor. Açığa çıkan küçük parçacıklar üzerinde ise, evrenin oluşumu araştırılıyor. Mıknatıslar, deney zamanı -271 dereceye kadar soğutulacak.
Andromeda
Artık maalesef mevcut dinler çok ama çok sırıtıyor bu baş döndürücü bilimsel gelişmeler karşısında ...


QUOTE(Antimuhammed @ Oct 27 2007, 01:57 PM) *
Birisi İsviçre Cern de(Bilim adamları Tanrıyı oynuyorlar) 6 milyar Euro harcanarak yapılan denemeleri durdursun.. Boşuna para harcamasınlar.. Bu projeyi Nurculara havale etsinler onlar deney yapmadan kuramla her şeyi bilimsel olarak ispat ederler.

Cern Projesi : Bir metro treninin sığacağı genişlikte 27 kilometre uzunluğundaki tünelin içine, 5 bin mıknatıs teker teker yerleştirilecek. Tünelde, protonlar ışık hızına yaklaştırılarak çarpıştırılıyor ve daha küçük parçalara ayrılmaları sağlanıyor. Açığa çıkan küçük parçacıklar üzerinde ise, evrenin oluşumu araştırılıyor. Mıknatıslar, deney zamanı -271 dereceye kadar soğutulacak.

deliziya
QUOTE(Andromeda @ Oct 27 2007, 01:25 PM) *
Artık maalesef mevcut dinler çok ama çok sırıtıyor bu baş döndürücü bilimsel gelişmeler karşısında ...


bedevilerin sırıtacaklarını sanmıyorum,kurandan bir ayet bulup "aha var işte" diye yaygara yapacaklar.
haarun
ne kadar sacma bundan sonra inanacakmıymısız kurandakileri tekrar söylüyorlar ben kitaba inanmıyomki tekrar söleyincede bise degismedi bende aralarında hic karsıt görüs yok bugüne kadar gelen sacmalıkları tekrar tekrar söylüyolar bide hani tarafsız bir kanal da deil dost tv bi sürü yobaz bırakın su isleri
Andromeda
Bir adam çıksa ve açıkça mucizeler gösterse bile ona tanrı veya tanrının elçisi anlamında inanmak gerçekten çok zor ...Gerçekte bir sürü senaryo çizilebilir bu insan için ve aklı başında hiçbir insan da bu senaryolar kesinlikle yanlıştır diyemez ... Artık insanlık her şeye farklı bakıyor ; tabii ilkel olmayan kafası çalışan kısmından bahsediyorum ... Düşünün ben tanrıyım diyen bir dış güç size daha önce mümkün olmayan bir şeyleri yapsa (ayı ikiye ayırsa mesela) siz acaba bu gerçekten tanrı mı yoksa bizden üstün bir dış medeniyet mi diye düşünmez misiniz ? Yani gerçekten tanrı olsanız bile halihazır dinler mantığıyla kendinizi şüphesizce kabul ettirmeniz çok zor akıllı ve bilimsel insanlara hatta imkansız ... Yani bir mucize gösterip inanmadılar diye bir kavmi yoketme mantığı işlemez , sakat , içinde çok sayıda tenakuzları barındıran ve adil olmayan bir mantıktır ...
QUOTE(deliziya @ Oct 27 2007, 02:28 PM) *
bedevilerin sırıtacaklarını sanmıyorum,kurandan bir ayet bulup "aha var işte" diye yaygara yapacaklar.

deistman
allaha inanan zanla inanıyor ellerinde kesin bir kanıt yok, inanmayanlarda zanla inanmıyor onlarında ellerinde pek bir kanıt yok big bang denen patlamayı kim ayarlamıştır nasıl olmuştur?
Andromeda
Büyük cisimlerin fiziğinden ve mantığından hareketle kuantum dünyasındaki olaylara ve sonsuz küçüklere de bir sebep arama alışkanlığından doğan yanlış bir soru ...


QUOTE(deistman @ Oct 27 2007, 05:23 PM) *
allaha inanan zanla inanıyor ellerinde kesin bir kanıt yok, inanmayanlarda zanla inanmıyor onlarında ellerinde pek bir kanıt yok big bang denen patlamayı kim ayarlamıştır nasıl olmuştur?

Sagopa
Yazar Fethullah Gülen
16 Mayıs 2006
"Allah Her Şeyi Yarattı, -Hâşâ- O'nu Kim Yarattı?" Deniliyor. Bu Husus Nasıl İzah Edilebilir?

Bu soru da çok sorulan sorulardan biridir.

Ben bu soruyu, Resûl-i Ekrem’in (sav) Peygamberliğinin bir alâmeti olarak görüyor ve verdiği gaybî ihbârın tahakkuku karşısında boynumu büküp “Eşhedü enne Muhammede’r-Resûlullah.” diyerek şehâdet ediyorum. Evet, Resûl-i Ekrem (sav) Allah’ın şerefli elçisidir. Kıyâmete kadar olup bitecek her şeyi, bir televizyon ekranından görüyor gibi seyretmiş ve söylediği her şeyi dosdoğru söylemiştir. Daha sonra meydana gelecek hâdiseler hakkında verdiği hükümler, söylediği şeyler o kadar isabetlidir ki; yeri geldiği zaman hepsi de aynı aynına doğru çıkmıştır. İşte, bu da onlardan bir tanesidir. Buyurur ki: (Sahabenin aklından böyle bir şey geçmez) “Bir gün gelecek ayağını ayağının üstüne atarak -gurur, kibir, enâniyet içinde ve her meseleyi halletmiş gibi- bunu Allah yarattı, şunu Allah yarattı, Allah’ı kimi yarattı?” diyecekler. (1) Ben, bu soru tevcîh edildiği zaman kendi kendime düşündüm ve “Eşhedü enne Muhammede’r-Resûlullah.” dedim. Nasıl da görmüşsün ve nasıl da doğru söylüyorsun!... Şu, nefisleri ve enâniyetleri firavunlaşan, sebeplere ulûhiyet isnat eden ve her şeyi sebepler içinde izaha kalkışan insanların idraksizliğini, düşünce sefaletini bundan daha güzel ifade mümkün olamazdı...

Asıl meseleye gelince, bu da, inkârcıların ortaya attıkları sorulardan biridir. Çok defa, körpe dimağlar, bu türlü soruların altında kalır ve ezilirler. Evet onlar, nâmütenâhîliği anlayamaz; sebeplerin zincirleme uzayıp gitmesini ve böyle bir aldatmacanın bir şey ifade edip etmemesini kat’iyen değerlendiremezler.

Bundan ötürü tereddüde düşer de, zanneder ki; Allah da bir sebeptir; tıpkı herhangi bir sebep gibi... Ve Allah’ı, meydana getiren bir sebep vardır ki, Allah, ona göre müsebbeptir (sonuçtur). Bu, bir yanlış kanaatin neticesidir. Ve temelinde de Yaratanın bilinmemesi vardır. Allah, Müsebbibü’l-Esbâb’tır ve varlığının evveli yoktur.

Bugüne kadar kelâmcılar, sebeplerin, böyle zincirleme devam edip gidemeyeceğini belli usûllerle ortaya koyarak “Müsebbibü’l-Esbâb’’ olan Allah’ın varlığını isbâta çalışmışlardır. Onların, bu husustaki düşüncelerinin hulâsasını, bir iki misalle anlatmakta fayda mülâhaza ediyoruz. Kelâmcılar derler ki: Sebeplerin zincirleme (teselsül) devam edip gideceğini düşünmek, o sebeplerin mahiyetini bilmemenin ve Yaratıcı’dan gaflet etmenin ifadesidir. Evet, eşyanın sonsuzdan beri süregelen bir kısım sebepler zincirinden ibaret olduğuna ihtimal vermek doğru değildir. Böyle bir şeyi mümkün görüp ihtimal vermek sırf bir aldanmışlıktır. Meselâ, yeryüzünün yeşermesi, hava, su ve güneşe bağlı olsun; hava, su güneş de bir kısım madde parçacıklarına; oksijen, hidrojen, karbon, azot... vs. gibi.. bu madde parçaları da daha küçüklere ve onlar da kendilerinden küçüklere... Bunun böyle uzayıp gitmesine ihtimal vermek ve eşyanın bu yolla izah edileceğine inanmak bir aldanma ve mugalâtadır. Hele, bir yerde, bunun karşısına anti-madde, anti-atomla çıkılıyor ve metafizik fiziğe galebe çalıyorsa... Ve hele, ilk ve son bütün sebepler fevkalâde âhenk içinde birer kanun, birer memur gibi hareket ediyorlarsa!..

Evet, “Şu şundan, şu şundan, şu da şundan...” demek, herhangi bir meseleyi halletmesi şöyle dursun, bilâkis, her şeyi içinden çıkılmaz hâle getirmektedir. Zira, böyle bir meseleyi mümkün görmek, tıpkı “Yumurta tavuktan, tavuk yumurtadan...” düşüncesinin ilelebet sürüp gideceğine ihtimal verme gibi bir safsataya benzer ki; bunlardan tavuk veya yumurtayı, Kudreti Sonsuz, Ezelî bir Zât’a vereceğimiz âna kadar, iddialar hep mesnetsiz sayılır. Aksine, bunlar varlığı kendinden olan Yüce Yaratıcı’ya isnat edilince mesele birden aydınlığa kavuşur. Ondan sonra, tek bir hücre olarak yumurtanın yaratılmış olması veya kendi neslini devam ettirmek için tavuğun yaratılmış bulunması ve yumurtanın ondan çıkması arasında fark yoktur.

Bunu böyle kabul etmeyip de “O ondan, o da ondan…” demekle hiçbir şeye aydınlık getirilemeyeceği gibi, cevaplandırılan her soruyla beraber birkaç tane de istifham ortaya çıkacaktır. Meselâ, yağmur, buluta bağlı; bulut, zâit-nâkıs (artı-eksi) habbeciklere, onlar buharlaşma hâdisesine, o da suların mevcûdiyetine ve nihayet o da suyu meydana getiren unsurlara... Böylece sebepler zinciri, belki birkaç adım daha ilerleyerek devam eder durur; ama durduğu yerde yine “Şöyle de olabilir, böyle de” diyerek insan kendini faraziyelerin kucağında hisseder ve onlarla tatmin olmaya çalışır. Bu ise, fevkalâde bir nizam; bir âhenk ve birbiriyle münasebet içinde, bir hikmet eliyle meydana geldiği sezilen bütün eşyayı çocuk hezeyanlarıyla izah etmeye yeltenmekten başka, bir de ilimlerin ufkunu ve hedefini karartmak demektir. Oysaki, her netice için mutlaka mâkul bir sebebe ihtiyaç vardır. Gayr-i mâkul ve gayr-i mantıkî sebeplerin uzayıp gitmesi, uzayıp gitmenin kerâmeti olarak mâkul hâle geleceğini düşünmek, imkânsızı mümkün görmek gibi bir hezeyandır.

Şimdi bir misalle bu hususu aydınlatmaya çalışalım. Meselâ: Ben, arka ayakları olmayan bir sandalye üzerinde oturuyorum. Sandalye, düşmemesi için, kendisi gibi bir diğer sandalyeye dayandırılmış, o da bir başkasına... İlâ nihâye devam edip gidiyor. Bu hâl, zaman ve mekânlara sığmayan rakamlarla sürüp gitse de, arka ayakları olan ve yere tam oturan bir mesnede dayandırılmadıktan sonra, işi zincirleme uzatıp durmak, sandalyeye arka ayak olamayacaktır.

Bir başka numune, meselâ: Önümüzde bir sıfır olduğunu düşünelim. Bu sıfır, solundaki bir rakamla omuz omuza gelmedikten sonra, mücerret sıfırların çoğaltılması kat’iyen ona bir değer kazandırmayacaktır. Trilyon defa trilyon sıfırlar peşi peşine sıralansa dahi, kıymet yine sıfır olacaktır. Ne vakit soluna bir rakam konulacak, işte o zaman sıfır da solundaki rakama göre bir kıymet alacaktır. Bu, şunu ifade etmektedir: Bir şeyin müstakillen varlığı yok ve kendi kendine kâim değilse, kendisi gibi muhtaçların ona varlık bahşetmelerine ve esas olmalarına imkân yoktur. Hep aynı şeye muhtaç ve aynı hususta âciz olanların bir araya gelmesi, ihtiyacı çoğaltma ve aczi arttırmadan başka bir işe yaramaz. Kaldı ki –muhâl farz- sebeplerin müdahalesi kabul edilse bile, fiziğin sarsılmaz kanunlarından “tenâsüb-ü illiyet” prensibine göre, sebeple netice arasında mâkul bir münasebetin bulunması şarttır. Buna göre, meselâ; yer kürenin hayata müsait hâle gelmesinden, insanın düşünür bir varlık olmasına kadar, her şeye bir sebep bulmak, hem de mâkul ve o neticeyi hâsıl etmeye gücü yetebilecek bir sebep bulmak lâzım gelir.

Oysaki, küre-i arzın hâlihazırdaki durumundan; yani, hızı, Güneş’e olan mesafesi, atmosfer tabakası, periyodiği, hikmetli meyli; atmosferi teşkil eden gazların ihtiva ettiği maslahatlar.. gibi hususlardan tutun da, onun toprak ve nebat örtüsüne; denizlere ve onlarda cereyan eden esrarlı kanunlara, rüzgârlar ve onların yüklendikleri vazifelere kadar binlerce, yüz binlerce hâdise, öyle bir âhenk içinde cereyan etmektedir ki; bütün bunları kör-sağır sebeplere ve serseri tesadüflere havale etmek, aklın kendi kendini nakzetmesi ve çürütmesi demektir.

Vâkıa, bu hususta, kelâmcıların “devir ve teselsül” yoluyla bütün sebepleri kesip biçtikten sonra, işi müsebbibü’l-esbâp olan Allah’a ulaştırıp sonra da her şeye “mümkinü’l-vücûd” demelerine karşılık, bütün sebeplerin, bütün illetlerin gidip O’na dayandığı zâta “Vâcibü’l-Vücûd” diyerek tevhide menfezler açmışlar ise de, onların elde ettikleri neticeyi daha selâmetli bir yolda elde etmek de mümkündür. Evet, Yüce Yaratıcı’nın her eserinde kendine ait mühürlerin, sikkelerin bulunması, O’nun varlığına bir değil, binlerce delillerdir. İlimlerin, kâinatın sırlarına ışık tutmaya başladığı günümüzde, her fen kendine has diliyle O’nun varlığını ilân etmekte ve O’nu haykırmaktadır.

Bu mevzuda pek çok kimsenin yazdığı çok kıymetli eserlere iktifâ ederek sadede dönüyorum.

Evet, her şey sonradan var olmuştur. Var edense Allah’tır. Allah, Allah olduğu için, yaratılmamıştır. Yaratılan her şey mahlûk ve muhtaçtır. O ise, varlığı kendinden ve kimseye muhtaç olmayan bir Ganiyy-i Ale’l-Itlak’tır. Her şey gidip O’na dayanmakta; bütün karanlıklar, izah edilemeyecek gibi görünen şeyler, O’nunla aydınlığa kavuşmaktadır. Var eden O, varlığı sürdüren O, çeken O, iten O ve bir hedefe götüren de O’dur. Artık, O’ndan öte bir şey yoktur ki, O’na da bir sebep aransın!..

Bunu da yine bir-iki basit misalle izah etmeye çalışalım: Meselâ, vücudumu ayaklarım taşıyor, ayaklarımı da zemin. Artık böyle mâkul bir taşıyıcı bulduktan sonra bunun ötesinde yeni sebepler aramaya hiç de gerek yoktur. Hem meselâ: Diyelim ki, trenin en arkadaki vagonunu onun önündeki hareket ettiriyor; onu da bir diğeri; onu da bir başkası; nihayet gelip lokomotife dayanınca; o, kendine has gücü, kuvveti, yapısı ve işleyişiyle “Kendi kendine hareket ediyor.” deriz. Verilen bu misaller, Allah’ın yarattığı eşyadan ve aldanmış akılların yeni yeni sebeplerle lokomotif değiştirmeleri mümkün olacak cinsten misallerdir. Ne var ki, durmadan lokomotif değiştirseler bile, tıkanıp kaldıkları noktaya “İşte sebeplerin bitişi.” deyip suratlarına çarpacağız.

Burada zihinleri bulandıran diğer bir mesele de, sınırlı düşünen insanoğlunun, ezel mefhumunu kavrayamayarak, maddeyi ezelî görmesi, daha sonra da, rakamlarla izah edilmeyecek bir geçmiş içinde, hiç olmayacak bazı şeylere olabilir ihtimalini vermesidir.

Bir kere ezel gelmiş zamanın sonu değil, o bir zamansızlıktır. Zamanlar, kentrilyon defa “kentrilyon” seneleriyle, ezel karşısında bir âşire bile olamazlar. Oysaki, sebeplerin teselsülünde bir esas olan maddenin bir başlangıcının bulunması bugün hemen herkes tarafından bilinip kabul edilen bir mevzudur. Elektronların hareketi, çekirdek fiziğindeki sır, devamlı radyasyon neşreden Güneş’teki esrarlı işleyiş ve termodinamik kanununun kâinat çapındaki geçerliliği, her şeyin bir sonu olacağına dair yıldızlar cesâmetinde ve güneşler parlaklığında bin bir mesajdır. Sonu olan her şeyin bir başlangıcının bulunması ise, üzerinde münakaşa yapılmayacak kadar açık ve bedihîdir.

Binâenaleyh her şey, başlangıçta varlığa mazhariyetiyle, Yaradan’dan bahsettiği gibi, sönüp gitmesiyle de O’nun evvel ve âhiri olmadığına delâlet etmektedir. Zira, başlangıcı olanın bir gün sonunun geleceği tabiî olduğu gibi, evveli olmayanın, âhiri olmayacağı da zarurîdir. Onun içindir ki bizler madde ve maddeden meydana gelen her şeye, bugün var olsa dahi, yarın yok olacağı nazarıyla bakmaktayız. Ancak, kâinatların tedricî olarak eriyip gitmesi, maddenin yavaş yavaş tükenmesi, çoklarını aldatabilecek mahiyette ve oldukça âhestedir. Ne var ki, yavaş da olsa, uzun bir geçmişten bu yana gelişip genişleyen dünyalar, bir gün büzüle-çekile mutlaka silinip gideceklerdir. Evet madde bugün var ise de, bir kısım pozitif neticelerin ışığı altında, başkalaşmaya doğru gittiğinden kimsenin kuşkusu yoktur. Şimdi bunu size, yine bir tren misaliyle anlatmaya çalışalım:

Farz ediniz ki, İzmir’den kalkan bir tren, “50-55” km ötede bulunan Turgutlu istikametine hareket etti. Hareket esnasında trenin hızı saatte “55” kilometredir. Buna göre, trenimiz bu mesafeyi ancak bir saatte alabilecektir. Bu hızla yarım saat kadar yürüyen tren, yolun geriye kalan kısmında hızını tam yarıya düşürür. Buna göre, yolun henüz kat edilmedik 27.5 kilometrelik mesafesi kalmıştır ki, hızını yarıya düşüren tren bu 27.5 kilometrenin ancak yarısını, yarım saatte alabilecektir. Bu tempoyla hareket eden tren yarım saat gittikten sonra yine hızını yarıya indirdiğini düşünelim; geriye kalan kısmın yarısını da yarım saatte kat edebilecektir. Böylece her yarım saatte bir hızını yarıya düşüren tren, âdeta hiçbir zaman Turgutlu’ya ulaşamayacaktır: ‘Aslında mesafeler bitecek ve varılması gerekli olan yere mutlaka varılacaktır. Ancak, bu tempo ile hareket edildiği sürece, insan hiçbir zaman oraya varamayacağını zannedecektir.

Bunun gibi, madde de bir çözülme ve inhilâle doğru gitmektedir. Bu birkaç milyon sene sonra dahi olsa mutlaka tahakkuk edecektir. Ve, Varlığı Kendinden olanın dışında her şey fenâ ve zevâl bulup gidecek, sadece O kalacaktır.

Netice, Allah bizzat var ve her şeyin yaratıcısıdır. O’na yaratılmışlık isnadı, Yaratıcı’yı yaratılandan ayıramama gibi bir düşünce sefaletidir. Bu türlü ürpertici bir tasavvuru ortaya atan zavallı münkirler, akıllı görüneyim derken, akılla nasıl bir tenakuza düştüklerinin farkında bile değillerdir. Evet bugün artık, birinin kalkıp maddeye, ezeliyet kesip biçmesi ve Zât-ı Ulûhiyeti inkâr etmesi oldukça garip ve garip olduğu kadar da bağnazca bir iddiadır.

Ne var ki, eşya ve hâdiselere gerektiği gibi nüfûz edemeyen bir kısım materyalistler, maddenin ense köküne inen çözülüp dağılmayı, atomun karşısına dikilen tükenişi, mânâ ve neticeleriyle sezip idrak edecekleri güne kadar düşüncelerinde hakikatsiz, beyanlarında yalancı olmalarına rağmen, bir kısım safderûn kimseleri aldatmaya devam edeceklerdir.

İşin doğrusunu, ilmi bütün eşyayı ihâta eden Zât-ı Ulûhiyet bilir.


--------------------------------------------------------------------------------

Âşire: Saniyenin onda biri
Fena: Yokluk, yok olma
Ganiyy-i Ale’l-Itlak: Kayıtsız, sınırsız zenginlik sahibi Allah (cc)
Gayr-i mâkul: Akla uygun olmayan, saçma
Gayr-i mantıkî: Mantıksız
Habbe: Tohum, tane
Hezeyan: Saçmalama
Muhal farz: Olabileceğini kabul ederek, varsayarak
Nakzetmek: Hükmü bozmak, yok saymak
Müsebbibü’l-Esbab: Sebepleri birbirine bağlı icad eden, yaratan Allah (cc)
Nâmütenâhi: Nihayetsiz, sonsuz
Tedrici: Yavaş yavaş, azar azar
Tenâsüb-ü illiyet: Sebep sonuç uygunluğu
Termodinamik: Isı enerjisi ile kinetik enerji arasındaki olayları inceleyen fizik kolu
Teselsül: Art arda gelme, birbirini takip etme, zincirleme
Zeval: Zail olma, sona erme


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Buharî, Bed’ul-Halk, 11; Müslim, İman, 2/4.





Siz neyi gormuyorsunuz v eneden gormuyorsunuz, istedigin HER soruyu bul: http://www.asringetirdigitereddutler.com/i...nt/view/377/12/

deliziya
fethullah okuma yazmayı söktü demek,sünnet diye zıp zıp zıplardı,ümmilik sünnetten sayılmıyor demek.
Andromeda
Fethullah hocanınki bol laf ama söylediği hiçbir şey yok aslında ... Ezeli ve ebedi bir varlık var adı Allah diyenlerle madde ezeli ve ebedidir diyen arasındaki fark ne ya ?... Bu tür açıklamalar tam bir komedi gerçekten , hiçbir felsefi ve mantıki özelliği ve derinliği yok ... Biz inanıyoruz bu budur demekle aynı şey bu ...
Katre
Bence siz bu sohbeti izlememişsiniz.

Adam ilkokul çocuklarının bile rahatlıkla anlayabileceği kadar açık ve net anlatmış...

Bence Ataistler korkuyor Gerçeklerle yüzleşmeye , Sonuna kadar bile izleyemiyorlar.

Yaptıkları yorumlar sonuna kadar izlemediklerini gösteriyor...

vatanhasreti
ALLAH razı olsun cihad kardeşim
ALLAHIN VARLIĞINA DAİR BU KADAR KANIT VARKEN HALA İNANMAYANLARA ACIYORUM ÇOK YAZIK...
Katre
Konuda Örnek verdiği Çiçeğin Oluşmasını yoksa sizler...

Cansız
İlmi olmayan
Kuvveti olmayan
İradesi olmayan
Görmeyen

Toprak mı ? yaptı diyeceksiniz.

Yoksa

Su mu ? yaptı diyeceksiniz.

yoksa

Hava mı ? yaptı diyeceksiniz.

yoksa

Güneş mi ? yaptı diyeceksiniz.


Yoksa daha da saçmalayıp.....

Saksının içindeki ATOMLAR mı ? yaptı diyeceksiniz..

ARKADAŞLAR biraz aklınızı başınıza alın...

NEYLE İZAH EDECEKSİNİZ. BU göz önünde ki ÇİÇEĞİN OLUŞUMUNU ....


HAYRET HAYRET HAYRET
dinsavar
QUOTE(vatanhasreti @ Nov 11 2007, 03:28 AM) *
ALLAH razı olsun cihad kardeşim
ALLAHIN VARLIĞINA DAİR BU KADAR KANIT VARKEN HALA İNANMAYANLARA ACIYORUM ÇOK YAZIK...



Hadi canım sende kim demiş inanmıyor? Vallahi billahi ben allahın bir arap putu olduğuna inanıyorum. Hemde kurandan öğrendim bunu. Şu linke bak istersen.

şahadet ederimki allah bir arap putudur,muhammedde bu putun yalancıısıdır

http://forum.ateizm1.org/index.php?showtopic=10098
Katre
KORKUYORLARRRRRRRRRRRRR

PROGRAMI İZLEMEKTEN KORKUYORLARRRRRRRRR


GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEKTEN KORKUYORLARRRRRRRR
Katre

KORKMAYIN İZLEYİN.....

deliziya
QUOTE(Katre @ Nov 11 2007, 02:40 AM) *
KORKMAYIN İZLEYİN.....



neyi izleyelim şeker kardeşim?
gezgin95
QUOTE(Sagopa @ Oct 27 2007, 07:03 PM) *
Yazar Fethullah Gülen
16 Mayıs 2006
"Allah Her Şeyi Yarattı, -Hâşâ- O'nu Kim Yarattı?" Deniliyor. Bu Husus Nasıl İzah Edilebilir?
Bu soru da çok sorulan sorulardan biridir.
.......
Netice, Allah bizzat var ve her şeyin yaratıcısıdır
....
İşin doğrusunu, ilmi bütün eşyayı ihâta eden Zât-ı Ulûhiyet bilir.


Neymiş?
Allahı kim yarattı diye soruyormuş ateistler,
ama Allah'ın varlığı kanıtlanmış,
ama gene de "O" bilirmiş.
....

Kafalar biraz karışık galiba. Var mı yok mu, kanıtlanmış mı, kanıtlanmamış mı?
.
Katre
Risale-i Nur - Allah'ın varlığının bilimsel ispatı 1.Bölüm

http://www.youtube.com/watch?v=jERYweirLvY

http://www.youtube.com/watch?v=OHT0JPKNmfo

http://www.youtube.com/watch?v=jVSBCTmz0E4


BU PROGRAMI HİÇ BİR ÖN YARGIYA KAPILMADAN İZLEYİN...

Ve sadece bu programda bahsedilen konular üzerine konuşalım....

Farklı konulara atlamadan.

ADAM NE İDDİA EDİYORSA ONLARI ÇÜRÜTECEK ŞEYLER SÖYLEYİN...
Katre


LÜTFEN PROGRAMI İZLEMEYENLER GEREKSİZ YORUM YAPMASINLAR....

Bu programda adamın ispat ettiği şeyler hakkında konuşacak biri varsa yazsın...



vatanhasreti
QUOTE(Katre @ Nov 11 2007, 03:05 AM) *
LÜTFEN PROGRAMI İZLEMEYENLER GEREKSİZ YORUM YAPMASINLAR....

Bu programda adamın ispat ettiği şeyler hakkında konuşacak biri varsa yazsın...

OLAMAZ KARDEŞ HERKES GÖRÜYOR 1 SAATTİR BİR TANE SORU SORDUM BİRTANE YANIT,CEVAP VEREBİLEN ÇIKMADI...
BURADAN SADECE ŞU SONUÇ ÇIKAR ATEİZM SAÇMALIĞI BİTMİŞTİR... DAHA ÇOK BASİT BİR SORUYA CEVAP VEREMİYORLAR NASIL OLURDA BUNLARA CEVAP VERSİNLER
Katre
Yok mu...Kimse

Bu adama Cevap Verebilecek ATEİST yok mu ?
[color="#FF0000"][/color] smile.gif
deliziya
sümüklü fettoşu kimsenin seyretmek isteyeceğini zannetmiyorum.adam gibi bir yazılı bir kaynak verin,gerekirse üzerinde tartışırız.
Tekiner
Siz ateistler hala iman etmeyecek misiniz?

Bakın yüce rabbimiz ZEUS bilimsel olarak ispat edildi!

Siz müslümanlar hala allah denen puta tapmaya devam mı edeceksiniz?

Bakın yüce rabbimiz ZEUS bilimsel olarak ispat edildi!

Bilim adamları açıklıyorlar.

Bakın yüce rabbimiz ZEUS bilimsel olarak ispat edildi!

Kainata bakın size ne diyecek

Bakın yüce rabbimiz ZEUS bilimsel olarak ispat edildi!


Allah bilimsel olarak ispat edilmiş. Ben de diyorum acep neyi anlatıyor bu videolar. Gerçekten allah putunun varlığını birliğini dirliğini mi.

Meğer rabbimiz ZEUS tan bahsediyormuş.

Kendisi ezelidir.
Kendisi ebedidir.
Uludur.
Yücedir.
Bi tanedir.

İman edin.

Hala iman etmeyecek misiniz?
terliksi
videoları izlemedim
gerekte duymuyorum
Allahın bilimsel kanıtı diye bişey yoktur.
hiçbir formül Allahı bilimsel olarak ispatlayamaz.

inanç bir vicdan işidir.inanan için bir ot bile kanıttır.
inanmayan için değildir.boş başlıklar bunlar.
kafasına yatan inanır yatmayan inanmaz.
keyfi bilir.
Andromeda
En çok ateist nurculardan , ilahiyatçılardan , müftülerden , profesörlerden çıkar a benim gözüm ; bu videolardaki nurcu söylemlerini sana ders yaparlar çay sohbetinde buradaki ateistler ...Bu videodaki adamların söylediklerini 20 sene dinledim ben ... Benim sana önerim biraz düşün ,kafanı çalıştır ve sitede dolaş da ateistler ne diyor onu öğren ...




QUOTE(Katre @ Nov 11 2007, 03:08 AM) *
Yok mu...Kimse

Bu adama Cevap Verebilecek ATEİST yok mu ?
smile.gif

IKNATON
QUOTE(Katre @ Nov 11 2007, 03:05 AM) *
LÜTFEN PROGRAMI İZLEMEYENLER GEREKSİZ YORUM YAPMASINLAR....

Bu programda adamın ispat ettiği şeyler hakkında konuşacak biri varsa yazsın...



Evet programlardan anlatmak istediğiniz şey nedir ,tamamen kabalacı metafizik anlatımlardan başka
bir şey yokki bende o kadar reklam yapmışsınız izledim,
Bir şizofrenin reklamını yapmak için bu kadar program izlettirmeseydiniz keşke.öncelikle girsin o
kürt doğmalarını aldığı yahudilere anlatsın bunları iyi ezberlemişmiyim diye.Eğer tartşalımda diyorsanız hemen size eski ahitteki bilgilerini yazayım, bırakın bu saçmalıkları artık tarih 2007.
Katre
Yine izlemediğiniz KESİN

İzleseniz anlattığı konu üstünde yorum yapardınız..

Yaptığınız saçma sapan yorumlar .

Bir Konu üzerinde inceleme ve konu hakkında yorum yapma kabiliyetiniz dahi olmadığını gösteriyor.
IKNATON
bu verdiğiniz üm film üzerine yorum yapma işini anca okula başlamamış cocuklar yapar heralde,
birinci kısımda imanın mertebelerinden bahsedip kalp muhabbeti artık sıktı burdan sizin çıkardı
gınız sonuç , düşünce sisteminizi korku ve şüphe ile yönlendirip itiat etmektir,
diğer ikisindede düşünce sistemini episto ideye göre ayarlayan konuşmacı uğur aklı sıra şam şey
tanlığı yaparak islamın akıl dini olduğunu anlatmaya çalışsada , episto idealizm metodu böyle
yapılmaz , gitsin bir bilene sorsun,
IKNATON
AL BUDA SENİN KÜRT UŞAĞI UĞURUN ANTİ TEZİ ,

Inançlı olup olmama konusundaki çelişkili ayetler::
Kuran diyor ki:
Bakara/272. Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Hayır olarak ne harcarsanız, kendiniz içindir. Zaten siz ancak Allah'ın rızasını kazanmak için harcarsınız. Hayır olarak her ne harcarsanız -hiç hakkınız yenmeden- karşılığı size tastamam ödenir.

Yunus/99. Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı. Öyle iken insanları inanmaya sen mi zorlayacaksın?
Başka bir ayette ise aynen şöyle diyor:

Tevbe/ 29. Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslam'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.
Bu ayet yukarıdaki ayetlerle tam çelişki içindedir. Herşeyi bilen Allah-varsa eğer- fikir mi değiştirmektedir ki, kendisinin inançsız yaptığı kişilerin üzerine müslümanları saldırtarak inançsızları zorla müslüman yapmaya çalışmaktadır. Bu ne çelişkidir.. Her seyi bilen ve onceden goren Allah-varsa eğer fikir degistirir mi? Kendi yarattiklarina hak dini kabul ettirmek icin baski uygular mi?

İSTERSEN KONUYLA İLGİLİ 6 FARKLI ÇEVİRİNİN 5 İNİ DAHA VEREYİM ,NASIL İZLEMİŞMİYİM........ biggrin.gif
Asıl içeriğin sadece basit bir görünümüdür. Resimlendirilmiş tam halini görüntülemek için lütfen, buraya tıklayınız.